
Ama ben zamanla ne öğrendim biliyor musun? Eğer kendi deponu doldurmazsan, başkasına verecek enerjin kalmıyor. İşte bu yüzden, kendimin en iyi versiyonu olabilmek için uygulamaya başladığım birkaç basit sırrı seninle paylaşmak istedim. Mesela, ayağını tam destekleyen bir iç tabanlık kullanmak bile, çocuklarının peşinden koşmanı inanılmaz kolaylaştırıyor. Gerisi mi?
1. Egzersiz Yaparken Sesli Kitap Dinle: Zihin ve Vücut Senkronu
Ben de senin gibi YouTube videolarıyla ya da DVD’lerle spor yapmaya bayılıyorum. Ama itiraf edeyim, sürekli ekrana bakıp talimatları kaçırmamaya çalışmak bazen yorucu oluyor. Tam bu noktada, sesli kitaplar imdadıma yetişti! Sıkılmaya yer kalmıyor, antrenman bir anda “ödül” gibi hissettiriyor.
Benim favori sesli kitap servislerim var. Geniş arşivi için Amazon’s Audible’ı kesinlikle öneririm. Bir de kütüphane kartın varsa bedava kullanabileceğin Libby App ve Hoopla gibi uygulamalar var. İşte bu kadar, sıkılmak yok!
2. Birbirinizi Gözetleyin: Takip Mekanizması Şart
Spor yolculuğunda yalnız kalmak, havlu atmak için en büyük bahane, kabul et! Bu yüzden hemen en yakın arkadaşını veya eşini favori fitness uygulamana ekle. Benim ailem, Apple Watch’larımız üzerinden birbirimize bildirim gönderiyor. Biri antrenmanı bitirince gelen komik tebrik mesajları bile motivasyonu tavan yaptırıyor. Küçük bir rekabetin kimseye zararı olmaz!
3. Doğru Beslen, Vitaminini İhmal Etme: Temeli Sağlam Kur
Hani o yorgunluk, o bitkinlik hissi var ya… Bazen sadece uykusuzluktan olmuyor. Biliyor musun, yetişkin kadınların önemli bir kısmı kalsiyum eksikliği çekebiliyor? Hele ergen kızlarda bu oran daha da artabiliyormuş (Kaynak: Memorial). Eğer beslenmende bir açık varsa, o açığı vitaminlerle, minerallerle kapatmak zorundasın. Unutma, arabanın benzini gibidir bu; iyi yakıt olmadan yola devam edemezsin.
4. 21 Gün Kuralı: Alışkanlık Fabrikanı Kur
Yeni bir düzen oturtmak zorlu bir mücadele. Ama bir de şu “21 Gün Kuralı” diye bir şey var. Bu süre, beynimizin yeni bir davranışı kabullenmesi için psikolojik bir eşik görevi görüyor (Kaynak: Mitr). Hadi, hemen telefonuna “Lose It” ya da “FitnessPal” gibi bir uygulama indir ve 21 günlük beslenme ve egzersiz programını hazırla. Bir gün bile atlamadan bu plana sadık kal. 21 gün sonra geriye dönüp baktığında kendine hayran kalacaksın, bak gör!
5. Kaçamak Öğünleri Hafta Sonuna Sakla: Kendine Nefes Alanı Yarat
Annemin bir arkadaşı vardı, bu taktiği uygulardı. Bana biraz “hile” gibi gelse de, ilk adımı atmak için harika bir yöntem. Haftanın beş günü taş gibi sağlam beslen. Sonra hafta sonu geldiğinde, o beş gün boyunca canının çektiği küçük tatlı kaçamakları kendine ödül olarak ver. Pazartesi pişirdiğin kurabiyeyi Cuma ye. Aman ha, abartıp ipin ucunu kaçırma, ama o iki günlük tatil, pazartesi yeniden sağlıklı beslenmeye başlamak için sana harika bir motivasyon verecek!
6. Reklam Aralarını Antrenman Molası Yap: Koltuğa Zincirlenme
Üniversitede, arkadaşım Julia ile beraber spor salonunda ne yapardık biliyor musun? Televizyonda bir program izlerken (bizim zamanımızda Oprah vardı!), reklam aralarında koşu bandında depar atar, program başlayınca hızlı tempoda yürürdük. İnanılmaz işe yarayan bir tırmanma tahtasıydı bu!
Şimdi dört çocuk annesi olarak, reklam aralarını bir meydan okuma zamanı olarak görüyorum: “Hadi bakalım, reklam bitene kadar plank yap!” ya da “Duvar sandalyesi zamanı!”. Sen de izlediğin dizi veya programın reklam kuşağını mini bir antrenman seansına dönüştürerek televizyon izleme süreni bile verimli hale getirebilirsin.
7. Ertesi Gün İçin Hazırlık Yap: Bahaneleri Ortadan Kaldır
Bana göre, spor yapmamanın en büyük düşmanı bahanelerdir. Uyanıp da “Şimdi ne giyecektim?”, “Çorabım nerede?” diye düşünmek bile insanı yatağa geri çağırır. O yüzden sana bir sır vereyim: Akşamdan tüm antrenman kıyafetlerini, ayakkabılarına kadar, başucuna hazırla. Sabah uyandığında, tek yapman gereken o kıyafetleri giymek olsun. Hazır kıyafet, hazır zihin demektir. Unutma, ertelemek için hiçbir bahanen kalmasın diye plan yapmak çok önemli.
8. Çocuk Bakımı Olan Spor Salonu Bul: Mutluluk Çift Taraflı Olsun
Benim çocuklar, spor salonundaki çocuk bakım servisini çok seviyorlar. Oradaki öğretmenleri ve arkadaşlarıyla eğleniyorlar. İnanır mısın, sırf çocuk bakımı iyi olmadığı için bıraktığım spor salonları oldu. Ama çocukların da seveceği bir yer bulduğunda, oraya gitmek senin için artık bir yük olmaktan çıkıyor. Hatta bazen, çocuklar sana “Hadi anne, bugün spor salonuna gidelim!” diye yalvarıyorlar. Bu his paha biçilemez! Çocukların daha büyükse, daha ne duruyorsun, onlarla birlikte antrenman yap!
9. Kendine Yeni Bir Spor Kıyafeti Al: Zihin Oyununu Kazan
Şunu itiraf etmeliyim: Eski, bol bir tişört ve pijama altıyla spor yaparken, havalı bir spor kıyafeti giydiğim zamanki kadar motive olamıyorum. Egzersiz yapmak büyük ölçüde beyninin sana ne söylediğiyle alakalı. Kendini iyi hissettiğin, enerjik bir kıyafet, zihnini “Hadi, şimdi hareket zamanı!” diye programlıyor. Küçük bir yatırım, büyük bir motivasyon getirisi!
10. Su İçmeyi İhmal Etme: Beyninin Dostu Ol
Geldik en basit, ama en çok unutulan kurala: Su içmek. Bu, diğer her şey kadar önemli, hatta belki daha bile önemli! Bilim insanları diyor ki, “Hafif bir sıvı kaybı (vücut sıvısının %1-3’ü) bile enerji seviyelerini, ruh halini bozabilir; hafıza ve beyin performansında ciddi düşüşlere yol açabilir.” (Kaynak: Habib Bostan). Düşünsene, sadece susuz kaldığın için kendini yorgun, keyifsiz hissediyorsun. Hemen yanına büyük bir şişe su koy ve onu bitirmeden masadan kalkma. Beynin sana minnettar kalacak!
İşte bu kadar sevgili dostum! Gördüğün gibi, bunlar uzay bilimi değil. Küçük adımlarla başlayarak, kendi sağlığını ve mutluluğunu önceliklendirebilirsin. Unutma, sen iyi olursan, ailen de iyi olur. Hadi, kendine bir iyilik yap ve bu on maddeden en az birini bugün hayatına kat!
Bu 10 taktikten hangisi sana en çok uydu? Belki senin de eklemek istediğin harika bir “anne sırrı” vardır! Yorumlarda buluşalım. Yazıyı beğendiysen, koşturan diğer arkadaşlarınla da paylaşmayı unutma!







