Evliliğe En Sıcak Bakan 5 Burç: Senin Burcun Listede Mi?
Astrolojiye göre bazı burçlar aşka ve bağlılığa daha yatkın. Evliliğe en sıcak bakan 5 burç hangileri? Kapsamlı analiz ve burçların aşk sırları burada!

Aşk… İnsanlık tarihi kadar eski, sayısız şiire, şarkıya, romana konu olmuş o büyülü duygu. Bazen bir yaz yağmuru gibi hayatımızdan gelip geçen, bazense bir ömür boyu sığınacağımız o sıcacık yuvaya dönüşen bu arayış, hepimizin en temel güdülerinden biridir. Modern dünyanın hızına, yüzeysel ilişkilerine ve anlık tatminlerine rağmen, içimizde bir yerlerde hala “o doğru insanı” bulma, kök salma ve hayatı anlamlı bir ortaklıkla paylaşma arzusu yatar.
İşte astroloji, bu derin arayışı anlamlandırmak için bize sembolik bir dil sunar. Bize, neden bazılarımızın macerayı, bazılarımızın ise güvenli bir limanı aradığını fısıldar. Şöyle bir yıldızlara baktığımızda, bazı insanların kalbinin adeta ömürlük sevda ve evlilik için attığını, ruhlarının bu yönde bir arayış içinde olduğunu görürüz. Onlar için flörtler, gelip geçici heyecanlar bir yere kadardır; asıl aradıkları, ruhlarını demirleyecekleri o güvenli limandır. İlişkilerde yüzeysellikten kaçan, derin bağlar kurmayı ve bir “biz” olmayı her şeyin üzerinde tutan bu ruhlar, aslında Zodyak’ın en sadık ve en aile odaklı bireyleridir. Peki, onları bu kadar bağlılığa yatkın yapan nedir? Hangi gezegenler fısıldar kulaklarına “yuva kur” diye? Hangi elementler iter onları güvenli bir ortaklığa doğru?
Eğer sen de “Nerede bu ruh eşim, şöyle güzel bir yuva kurmak, hayatı biriyle omuzlamak yok mu?” diyenlerdensen, en doğru yerdesin. Astroloji kitaplarını karıştırdık, gezegenlerin konumlarını inceledik ve kalbini sorgusuz sualsiz bağlılığa adayan, “evet” demeye dünden razı o 5 burcu senin için tüm derinliğiyle mercek altına aldık. İşte evliliğe en sıcak bakan burçlar ve onların aşka adanmış ruhlarının detaylı portresi…
1. Yengeç (21 Haziran – 22 Temmuz): “Yuvam” Demeden Yaşayamayan Korumacı Kalp
Listenin zirvesinde Yengeç’in olması bir tesadüf değil. Zodyak’ın en anaç, en “evcimen” burcudur o. Bir Yengeç için hayatın nihai anlamı, sevdiği insanla birlikte kuracağı o sıcacık, güvenli ve sevgi dolu yuvada saklıdır. Bu durumun astrolojik kökeni, yönetici gezegeni Ay‘a dayanır. Ay, astrolojide sadece duygularımızı değil, aynı zamanda bilinçaltımızı, geçmişimizi, köklerimizi, annelik içgüdümüzü ve en temel güvenlik ihtiyacımızı yönetir. Bir Öncü Su burcu olan Yengeç, bu yüzden duygularını bir okyanus gibi derin ve gelgitli yaşar. Onun için aşk, geçici bir macera değil, kök salacağı, kendini her türlü fırtınadan koruyabileceği bir limandır.
İlişkilerdeki Yengeç: Şefkatin ve Güvenin Kalesi
Bir Yengeç’in aşkı, besleyici ve koruyucudur. İlişkinin en başından itibaren potansiyel bir hayat arkadaşı arar. Seni bir sevdi mi, artık onun ailesinin bir parçasısın demektir. Senin için endişelenir, en sevdiğin yemeği yapar, hastalandığında çorbanı ayağına getirir ve dertlerini saatlerce dinler. Onun için sevgi, somut eylemlerle gösterilir. Kanatlarını üstüne gerer ve seni herkesten, her şeyden korumak için adeta bir kalkan olur.
Bu derin sevgi ve bağlılık ihtiyacı, psikolojideki Bağlanma Kuramı ile de paralellik gösterir. İngiliz psikiyatrist John Bowlby tarafından geliştirilen bu kuram, özellikle çocuklukta kurulan bağların yetişkinlikteki ilişkileri nasıl şekillendirdiğini inceler. Yengeç arketipi, genellikle “kaygılı-kararsız” bağlanma stiline eğilim gösterebilir. Bu stile sahip bireyler, partnerleriyle derin bir yakınlık arzularlar ancak terk edilme korkusu yaşarlar. Bu yüzden partnerlerine sıkı sıkıya tutunabilir ve sürekli olarak sevgilerinden emin olmak isteyebilirler. (Bowlby, J., Attachment and Loss, 1969).
Ancak bu durumun olgunlaşmış bir Yengeç’te, partnerine karşı derin bir empati ve sarsılmaz bir sadakate dönüştüğünü de unutmamak gerekir. Ancak bu derin sevginin bir de bedeli vardır: Kırılganlık. Ay’ın fazları gibi ruh hali de sürekli değişebilir. Geçmişe olan bağlılığı, bazen bugünü yaşamasına engel olabilir. Anılarla yaşar ve kolay kolay unutmaz. Bu yüzden onun güvenini sarsacak en ufak bir hareket, kabuğuna çekilip duvarlar örmesine neden olabilir.
Evlilik Hayali: Nesiller Boyu Sürecek Bir Aile Tablosu
Bir Yengeç’in evlilik hayali, şatafatlı bir düğünden çok daha fazlasıdır. O, çocuklarının ve hatta torunlarının koşup oynayacağı, her bayramda büyük bir masanın etrafında toplanılacak, anılarla dolu bir ev hayal eder. Evlilik, onun için bu nesiller boyu sürecek aile tablosunun ilk fırça darbesidir. Kurduğu o güvenli ve sevgi dolu dünyanın resmi ilanıdır. Onun için yapabileceğin en güzel şey, aileye ne kadar düşkün olduğunu göstermek, onun ailesine saygı duymak, sadakatini her an hissettirmek ve en önemlisi, o hassas kalbine sığınabileceği duygusal güveni vermektir. Bunu başardığında, sana sadece bir eş değil, ömür boyu sığınabileceğin, her fırtınada seni koruyacak sıcacık bir yuva sunacaktır.
2. Boğa (20 Nisan – 20 Mayıs): Adımlarını Sağlam Atan Sadakat Abidesi
Geldik Zodyak’ın en sağlamcısına, en güvenilir dağına! Bir Boğa için her şeyin başı güvendir. İlişkilerde ayağını yere sağlam basar ve o güveni hissetmeden kendini tam olarak açmaz. Bir Sabit Toprak burcu olarak, doğası gereği istikrardan, kalıcılıktan ve değişmezlikten hoşlanır. Bu yüzden, hayatına alacağı insanın da en az kendisi kadar güvenilir ve öngörülebilir olmasını bekler. Yönetici gezegeni Venüs ona güzelliklere, sanata, keyfe ve aşka düşkünlük verirken, Toprak elementi de bu keyfi kalıcı kılma, somutlaştırma ve “sahip olma” isteği aşılar. Yani Boğa, hayatın tüm güzelliklerini (iyi bir yemek, konforlu bir ev, kaliteli eşyalar, huzurlu bir ortam) paylaşacağı sabit bir partner ister.
İlişkilerdeki Boğa: Sabrın ve Sadakatin Temsilcisi
Bir Boğa ile ilişki yaşamak, yavaş yavaş demlenen bir çay gibidir. Aceleye gelmez. Seni tanımak, huyunu suyunu öğrenmek, sana güvenip güvenemeyeceğini anlamak için zaman ister. Ama bu sabırlı bekleyişin sonunda, dünyanın en sadık ve en cömert aşığıyla karşılaşırsın. Bir kez güvendi mi, bil ki o sadakat bir ömür sürer. Geçici maceralar, belirsizlikler, dramalar onu yorar. O, düzenini kurup o düzenin tadını çıkarmak ister. Sevgisini gösterme biçimi oldukça fiziksel ve duyusaldır. Bu noktada, Dr. Gary Chapman’ın “Beş Sevgi Dili” kavramı, Boğa’yı anlamak için mükemmel bir araçtır. Boğa’nın birincil sevgi dilleri genellikle “Fiziksel Temas” ve “Hizmet Davranışları”dır. (Chapman, G., The 5 Love Languages, 1992).
Sevdiği insana dokunmaktan, ona sarılmaktan, elini tutmaktan büyük keyif alır. Aynı zamanda, partnerinin hayatını kolaylaştırmak için somut şeyler yapmaktan hoşlanır; bozulan bir musluğu tamir etmek, ona lezzetli bir yemek hazırlamak veya zor bir günün ardından masaj yapmak gibi. Ancak bu sağlamlığın bir de diğer yüzü vardır: İnatçılık. Bir konuda fikir sahibi olduysa, onu o fikirden döndürmek neredeyse imkansızdır. Değişime karşı dirençli olması, ilişkinin durağanlaşmasına neden olabilir.
Evlilik Hayali: Konfor ve Güven Üzerine Kurulu Bir İmparatorluk
Boğa’nın evlilik hayali, konfor, güvenlik ve estetik üzerine kuruludur. Güzel dekore edilmiş, bahçesinde kendi sebzelerini yetiştirebileceği, kaliteli ve huzurlu bir ev hayal eder. Evlilik de tam olarak bu anlama gelir: Güvenli, konforlu ve huzurlu bir hayatın tapusunu almak! Finansal güvenlik onun için çok önemlidir, bu yüzden evleneceği insanın da bu konuda sorumlu olmasını bekler. Kararlarını aceleye getirmez, uzun uzun düşünür. Ama bir Boğa sana “evet” dediyse, o sözün arkasında bir ömür duracağından ve seni her türlü maddi manevi zorluktan koruyacağından emin olabilirsin.
3. Terazi (23 Eylül – 22 Ekim): “Biz” Olmak İçin Dünyaya Gelen Uyum Timsali
Terazi’nin hayat felsefesi “hayat müşterektir” sözüyle özetlenebilir. Zodyak’ta zaten doğrudan evlilik, ortaklık ve birebir ilişkileri temsil eden 7. evin yöneticisi olan Terazi, doğası gereği bir “diğer yarı” arayışı içindedir. Yalnızlıktan hiç hazzetmez ve hayatı biriyle paylaştığında, dengelediğinde kendini tamamlanmış hisseder. Bir Öncü Hava burcu olarak, ilişkileri başlatma, sosyal bağlar kurma ve iletişimde ustadır. Tıpkı Boğa gibi Venüs tarafından yönetilse de, Terazi’de bu enerji daha çok zihinsel uyum, diplomasi, nezaket, estetik ve sosyal adalet olarak kendini gösterir. Onun için ideal bir ilişki, her şeyin adilce paylaşıldığı, kavganın gürültünün olmadığı, bol bol sohbetin ve entelektüel paylaşımın olduğu bir ortaklıktır.
İlişkilerdeki Terazi: Nezaketin ve Diplomasinin Büyüsü
Bir Terazi ile birlikte olmak, zarif bir dansa çıkmak gibidir. Her adımı uyumlu, her hareketi naziktir. Tartışmadan, çatışmadan kaçınmak için elinden geleni yapar. Bu adalet ve denge arayışı, sosyal psikolojideki Hakkaniyet Teorisi (Equity Theory) ile yakından ilişkilidir. Bu teoriye göre, insanlar ilişkilerinde verdikleriyle aldıklarının dengede olduğunu hissettiklerinde en mutlu olurlar. Terazi, içgüdüsel olarak bu dengeyi kurmaya çalışır. Partnerinin mutluluğunu kendi mutluluğu kadar önemser ve ilişkinin adil bir zeminde yürümesi için çaba gösterir.
Bu, onu harika bir partner yapsa da, bazen kendi isteklerini ve ihtiyaçlarını dile getirmekte zorlanmasına neden olabilir. Kararsızlığıyla meşhurdur, çünkü her seçeneğin artılarını ve eksilerini o kadar çok tartar ki, sonunda birini seçmekte zorlanır. İlişkide romantizm, jestler, güzel sözler onun için çok önemlidir. Partnerinin bakımlı, şık ve sosyal olmasını bekler. Birlikte sanatsal etkinliklere gitmek, şık restoranlarda yemek yemek, arkadaş gruplarıyla keyifli vakit geçirmek onu çok mutlu eder.
Evlilik Hayali: Estetik ve Uyum Dolu Bir Ortaklık
Bir Terazi, hayatı boyunca o mükemmel dengeyi arar ve bu dengeyi en çok, sevdiği insanla kurduğu yuvada bulur. Evlilik, onun için bu mükemmel ortaklığın en romantik, en estetik ve en sosyal halidir. Düğünün her detayı özenle düşünülmüş, estetik bir şölen olmalıdır. Evlilik hayatında da bu estetik ve uyum arayışı devam eder. Evi her zaman zevkle döşenmiş, misafir ağırlamaya hazır olmalıdır. Sevdiği insanla resmi olarak “bir bütün” olmak, hayatındaki o mükemmel dengeyi bulması ve yalnızlık korkusunu yenmesi demektir. Onun için evlilik, bir hapishane değil, iki kişinin birlikte daha da güçlendiği, güzelleştiği bir sanat eseridir.
4. Balık (19 Şubat – 20 Mart): Ruh Eşinin Peşindeki Sonsuz Romantik
“Ruh ikizim nerede?” diye soruyorsan, muhtemelen bir Balık burcuyla karşı karşıyasın! Zodyak’ın son burcu olan Balık, tüm burçlardan bir parça taşır ve bu da ona inanılmaz bir empati yeteneği ve sezgisellik verir. Bir Değişken Su burcu olarak, sınırları sevmez. Aşkta da bu böyledir. Sevdiği insanın içinde eriyip kaybolmaya, onunla bir bütün olmaya dünden razıdır. Yönetici gezegenleri Neptün (hayaller, ruhsallık, sınırlar ötesi) ve Jüpiter (genişleme, inanç) ona sınırsız bir sevgi kapasitesi ve fedakarlık ruhu verir. Aşka neredeyse ruhsal, mistik bir anlam yükler.
İlişkilerdeki Balık: Fedakarlığın ve Empatinin Doruk Noktası
Hani derler ya, “onun derdiyle dertlenirsin” diye, işte Balık bunu en derinden yaşar. Partnerinin mutluluğuyla mutlu olur, üzüntüsüyle kahrolur. Bu derin empatik bağ, bilim insanlarının “ayna nöronlar” dediği mekanizmayla da açıklanabilir. Bu nöronlar, başkasının eylemini veya duygusunu gözlemlediğimizde, sanki biz yaşıyormuşuz gibi beynimizde benzer alanları aktive eder. (The mirror mechanism and its role in social cognition, Gallese, V., 2007)
İşte Balık, bu işin kitabını yazmıştır. Bu sınırsızlık ve birleşme arzusu, aynı zamanda İsviçreli psikiyatr Carl Jung’un “Anima ve Animus” arketipleriyle de rezonansa girer. Jung’a göre her erkeğin içinde dişil bir arketip (Anima) ve her kadının içinde eril bir arketip (Animus) bulunur. Aşık olduğumuzda, genellikle bu içsel arketipi dış dünyadaki bir kişiye yansıtırız. Balık burcu, bu yansıtmayı en yoğun yaşayan burçtur; partnerini ruhunun eksik parçası, yani Anima’sı veya Animus’u olarak görmeye çok yatkındır. Ancak bu durum, bazen kurban rolüne bürünmesine veya hayal kırıklığına uğradığında gerçeklerden kaçmak için kendini aldatmasına neden olabilir. Gerçekçi olmayan beklentilere kapılabilir ve partnerini gözünde idealleştirebilir. Bu ideal yıkıldığında ise derin bir üzüntü yaşar.
Evlilik Hayali: İki Ruhun Sonsuz Dansı
Onun için evlilik, iki ruhun tüm dünyevi sınırları aşarak birleştiği masalsı bir birlikteliktir. Romantik bir film sahnesi gibi, ruh eşiyle el ele verip hayatın zorluklarına karşı birlikte yüzdüğü bir hayal kurar. Evlilik, bu masalsı aşkın “ve sonsuza dek mutlu yaşadılar” kısmıdır. Onun için önemli olan, ruhsal ve duygusal bağın gücüdür. Partnerinin onun hassas ruhunu anlaması, hayallerine ortak olması ve ona şefkatle yaklaşması, her türlü maddi güvenceden daha değerlidir. Ona bu masalı yaşatabilirsen, karşılığında bu dünyada eşine az rastlanır, koşulsuz ve derin bir sevgi bulursun.
5. Aslan (23 Temmuz – 22 Ağustos): Aşkını Dünyaya İlan Etmek İsteyen Cömert Lider
Bir Aslan aşık olduğunda, bunu yedi düvel duyar! Zodyak’ın kalbi olan ve yönetici gezegeni Güneş gibi parlamayı, merkezde olmayı seven Aslan, aşkını da aynı görkemle yaşar. Bir Sabit Ateş burcu olarak, tutkuları kalıcı ve güçlüdür. Aşkı, büyük, dramatik ve cömerttir. Sevdiği insanı el üstünde tutar, onu hediyelere boğar, en güzel yerlere götürür ve dünyanın en özel insanı olduğunu hissettirmek için hiçbir masraftan kaçınmaz. Aşkı, gururla tüm dünyaya sergilediği, pırıl pırıl parlayan bir mücevher gibidir.
İlişkilerdeki Aslan: Cömertliğin ve Gururun Kralı/Kraliçesi
Evet, biraz egosu yüksek olabilir, ilgi odağı olmayı sevebilir ama sadakati de bir o kadar yüksektir. Onun için bağlılık bir onur meselesidir. Bir kez “benim” dediği insana ihanet etmeyi kendine yediremez. Partnerinin de kendisine aynı sadakati göstermesini ve ona hayranlık duymasını bekler. Bu durum, Amerikalı psikolog Abraham Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” ile açıklanabilir. Maslow’a göre, temel fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, insanlar sevgi/ait olma ve ardından “saygı/değer” ihtiyacını karşılama arayışına girer. Bu ihtiyaç, başkalarından saygı görme, statü, tanınma ve takdir edilme arzusunu içerir. (Maslow, A. H., A theory of human motivation, 1943).
Aslan için takdir edilmek ve hayranlık duyulmak, sevginin en önemli göstergelerinden biridir. Onu toplum içinde övmen, başarılarını takdir etmen, ona ne kadar harika olduğunu söylemen, kalbini fethetmenin en kısa yoludur. İlişkide liderliği ele almayı sever. Koruyucu ve kollayıcıdır. Ancak bu korumacılık, bazen kontrolcülüğe veya partnerinin üzerinde bir otorite kurma isteğine dönüşebilir. Eleştirilmekten hiç hoşlanmaz ve gururu kolayca incinebilir.
Evlilik Hayali: Görkemli Bir Krallık ve Sadık Bir Eş
Aslan, kendi “krallığını” kurmayı ve bu krallığı yönetmeyi sever. Evlilik de bu krallığın en sağlam temelidir. Eşi, onun kraliçesi veya kralı; çocukları ise prensleri ve prensesleridir. Ailesi, onun en büyük gurur kaynağı, en değerli hazinesidir. Onları bir lider gibi korur, kollar ve tüm dünyaya ne kadar harika bir ailesi olduğunu göstermekten keyif alır. Evlilik, onun için bu büyük, tutkulu ve gösterişli aşkın en doğal ve kaçınılmaz sonucudur. Aşkını ve ailesini hayatının merkezine koyan Aslan, o görkemli düğünle “evet” demekten ve hayatının aşkıyla kendi krallığını kurmaktan asla çekinmez.
Özet Tablo: Nikah Masasına En Yakın Burçlar
| Sıra | Burç ve Tarih | Astrolojik Dinamikler | Evlilik Anlayışı |
|---|---|---|---|
| 1 | Yengeç (21 Haziran – 22 Temmuz) | Yönetici gezegeni Ay (duygular, güvenlik) ve Su elementi etkisiyle derin, koruyucu ve anaç bir yapıya sahiptir. En büyük hayat amacı, sevdikleri için güvenli bir yuva ve duygusal bir sığınak inşa etmektir. | Kurduğu güvenli ve sevgi dolu dünyanın resmi ilanıdır. Aşk, kök salacağı bir limandır. |
| 2 | Boğa (20 Nisan – 20 Mayıs) | Yönetici gezegeni Venüs (aşk, sahip olma) ve Toprak elementi etkisiyle sadık, istikrarlı ve sağlamcıdır. Aşkı somut ve elle tutulur bir şekilde yaşamak ister. Güven onun için her şeydir. | Huzurlu ve keyif dolu bir hayat düzeninin tapusudur. Adımlarını yavaş atar ama kararı ömürlüktür. |
| 3 | Terazi (23 Eylül – 22 Ekim) | Zodyak’ta doğrudan 7. evi (evlilik, ortaklık) yönetir. Hava elementi ve Venüs etkisiyle “biz” olmak için doğmuştur. İlişkilerde denge, uyum, adalet ve entelektüel paylaşım arar. | Mükemmel ortaklığın en estetik ve romantik halidir. Hayatı biriyle paylaşınca kendini tamamlanmış hisseder. |
| 4 | Balık (19 Şubat – 20 Mart) | Yönetici gezegenleri Neptün (hayaller, ruhsallık) ve Jüpiter (genişleme) ona sınırsız bir sevgi kapasitesi verir. Empatik doğası, partnerinin duygularını kendi duyguları gibi hissetmesini sağlar. Bu durum, ayna nöronların sosyal bilişteki rolüyle benzerlik gösterir. (Gallese, V., 2007) | İki ruhun tüm sınırları aşarak birleştiği masalsı bir birlikteliktir. Aşk, ruhsal bir yolculuktur. |
| 5 | Aslan (23 Temmuz – 22 Ağustos) | Yönetici gezegeni Güneş (canlılık, ego, merkez) tarafından yönetilir. Ateş elementi etkisiyle aşkını büyük, cömert ve gösterişli bir şekilde yaşar. Bağlılık, onun için bir onur meselesidir. | Kendi “krallığının” en sağlam temelidir. Ailesi, gururla tüm dünyaya sergilediği en değerli hazinesidir. |
Peki, senin burcun bu listede mi veya sence hangi burç daha eklenmeliydi? Fikirlerini yorumlarda bizimle paylaş! Bu astroloji analizini seveceğini düşündüğün arkadaşlarına göndermeyi de unutma!





