Görünmez Yük: Kadınların Kalp Sağlığını Tehdit Eden Gizli Tehlike
"Bir kadının sağlığı, bir toplumun sağlığının aynasıdır." — Eleanor Roosevelt
Dünyada her yıl 8,6 milyon kadın kalp hastalıkları veya inme nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu oran, yıllar içinde önemli bir artış göstermiştir ve yüksek olmasının ardında yatan nedenler arasında kadınların sağlık hizmetlerine erişimindeki zorluklar ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği yer almaktadır. Bu rakam her üç kadından biri anlamına geliyor ve siyahi kadınlarda bu oran neredeyse iki katına kadar çıkabiliyor. Kadınların kalp sağlığına dair bu korkutucu tablo, kadınların toplumsal rollerinin bu rahatsızlığın etkisini nasıl daha da kötüleştirip gizlediğini gösteriyor. Peki, bu kadar büyük bir sorunun farkına varılamamasının ardında ne yatıyor? Belki de cevap, feminizmde gizli.
Kadın Kalp Hastalıkları: Gizli Tehlike
Kadınların kalp hastalıkları çoğu zaman fark edilmeden gelişir. Birçok kadın, kalp krizi geçirdiğinin ya da kalp hastası olduğunun farkına dahi varmaz. Amerikan Kalp Vakfı’nın internet sitesinde kadın kalp sağlığına ayrı bir bölüm bulunur ve burada “Kalp hastası olduğumu bilmiyordum, bazı alışkanlıklarımı değiştirdim ve şimdi hala hayattayım” gibi çok sayıda ifade yer alır. Bu hikayeler, kadınların sağlıkları konusunda ne kadar ihmal edildiğini çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor.
Kadınlar, kültürel normlar ve beklentiler nedeniyle kendi sağlıklarını ihmal etme eğilimindedir. İçinde bulundukları rol, özverili anne, eş, sevgili, ev işlerini yapan ve aileyi toparlayan kişi olmalarıdır. Bu rolün bir getirisi olarak, çoğu zaman kendi bedenlerinden gelen uyarılara kulak vermezler. 39 yaşında bekar bir annenin kalp krizi geçirirken bile çocuklarını okul servisine bindirmeye çalışması, kadınların kendilerini ne denli ihmal edebildiğini gösteriyor. Onlar olmasa, çocukları kim okula gönderecek?
İkinci Mesai: Kadınların Görünmez Yükü
Kadınların kalp hastalıklarının büyük bir bölümü, feminist sosyolog Arlie Russell Hochschild’in ortaya attığı “İkinci Mesai” kavramına dayanıyor. İşte veya okulda geçirilen mesainin ardından gelen bu “İkinci Mesai” kadınların ev işleri, çocuk bakımı ve aileyi bir arada tutma sorumluluklarını kapsamaktadır. Bu yükler, kadınların sağlıkları üzerinde büyük bir baskı yaratır.
Kadınlar evde yaşanan her şeyi bir arada tutarken, bu baskının fiziksel yansımalarını hissetmeye başlar; bu durum özellikle yüksek tansiyon, stres ve kronik yorgunluk gibi kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Kalp sağlığı açısından kritik olan bu durum, kadının toplumdaki rolü nedeniyle görmezden gelinir. Oysa kadınların “çabalayan” imajı bu sorunları daha da derinleştirir.
Yapısal Eşitsizlikler ve Kalp Sağlığı
Birçok kadının kalp sağlığı sorunlarının ardında, sadece bireysel özverilerin yetersiz kalışı değil, aynı zamanda yapısal eşitsizlikler de yatmaktadır. Kadınlar eşitsiz çalışma koşulları, düşük ücretler, evdeki sorumlulukların paylaşılmaması ve sosyal destek yetersizliği nedeniyle kalp hastalıklarına yakalanma riskine daha çok maruz kalıyor. Feminizm ise bu noktada devreye giriyor ve kadınların daha iyi yaşam koşullarına sahip olmasının gerekliliğine dikkat çekiyor.
Kalp Hastalıklarının Teşhisi: Cinsiyetçi Yaklaşımlar
Ne yazık ki, tıp alanında kadınların kalp hastalıklarının teşhisi konusunda yaygın bir cinsiyetçi yanlılık var. Kadınların kalp krizi belirtileri, erkeklerin belirtilerinden farklı olabilir ve bu nedenle çoğu zaman yanlış anlaşılabilir ya da göz ardı edilebilir. Örneğin, kadınlarda kalp krizi sırasında göğüs ağrısı yerine sırt, çene veya mide ağrısı, aşırı yorgunluk, nefes darlığı ve mide bulantısı gibi belirtiler daha yaygın olabilir. Kadınların çoğu zaman “stres” ya da “panik atak” olarak değerlendirilen belirtileri, aslında bir kalp krizinin işareti olabilir. İşte bu sebepten dolayı, tıp alanında da daha fazla eğitim ve farkındalık yaratılması gerekmektedir.
Feminizm ve Kalp Sağlığı: Değişim Zamanı
Feminizm; cinsiyetçiliğin, cinsiyetçi sömürünün ve baskının sona ermesini hedefleyen bir harekettir. Eğer feminizmi bu şekilde anlarsak, kadınların çoğu zaman özverili olarak yaptıkları bakım ve ilgilenme işlerinin aslında kalplerini nasıl yorduğunu daha iyi anlarız. Kadınlar kendilerini ihmal ederek başkalarını ön planda tutarken, bu durum uzun vadede kalp sağlığını ciddi şekilde tehdit eder.
Kadınların kalp sağlığını korumak için sadece bireysel çabalar yeterli değildir. Toplumsal yapının da değişmesi gerekir. Kadınların iş bölümü konusunda daha eşit koşullara sahip olması, ev işleri ve çocuk bakımında desteklenmeleri önemlidir. Bu desteklerin sağlanabilmesi için toplumsal ve politik düzeyde yapılması gereken değişiklikler arasında ücretli ebeveyn izni, esnek çalışma saatleri ve bakım hizmetlerine daha kolay erişim sağlanması gibi uygulamalar yer almalıdır. Feminizm, kadınların sağlığının sadece kendi ellerinde olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün parçası olarak görülmesi gerektiğini vurgular.
Kadın Kalp Sağlığı İçin Pratik Öneriler
Kadınların kalp sağlığını korumak için yapabilecekleri bireysel adımlar elbette ki çok önemlidir. Ancak bu adımların yanında, toplumun da kadınları desteklemesi gerekmektedir. İşte kadın kalp sağlığı için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:
- Kendinizi önceliklendirin: Çoğu zaman başkalarını önceliklendirmek yerine, kendi sağlığınızı ve iyiliğinizi ön planda tutun.
- Belirtileri tanıyın: Kadınların kalp krizi belirtileri, erkeklerden farklı olabilir. Göğsünüzde baskı, nefes darlığı, aşırı yorgunluk gibi belirtileri ciddiye alın.
- Toplumsal destek talep edin: Ev işleri ve çocuk bakımı gibi sorumlulukları paylaşan bir toplumsal yapının gerekliliğini dile getirin.
Feminizm ve Kalp Sağlığı: Sonuç
Kadınların kalp hastalıkları, sadece bireysel önlemlerle önlenemez. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmadan, kadınların özverili rollerini sürdürüp kendilerini ihmal etmelerine son vermeden bu sorunun üstesinden gelmek mümkün değildir. Feminizm, kadınların sadece haklarını savunmaz; aynı zamanda onların sağlıkları ve iyi olmaları için gerekli dönüşümü de savunur.
Kadın Sağlığı İçin Birlikte Değişim Yaratmak
Kadınların kalp sağlığı konusunda toplumsal bilincin artması ve yapısal değişikliklerin gerçekleşmesi, gelecekte daha az kadının bu rahatsızlıktan ölmesini sağlayacaktır. Feminizm, kalp sağlığınız için faydalı olabilir. Doktorunuza sormakta yarar var.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorum bölümünde görüşlerinizi paylaşarak bu önemli konuda farkındalığı yaymamıza yardımcı olabilirsiniz. Kadınların sağlığı için sesimizi yükseltebiliriz!
Kaynaklar