MotivasyonPsikoloji

Hayatını Hafifletmek İçin Umursamamayı Öğren: 5 Seviyede Özgürlük Rehberi

“Başkalarının ne düşündüğüne fazla önem verirseniz, kendiniz olamazsınız.” – Lao Tzu

Her gün, yüz milyonlarca insan gereğinden fazla dert edinmenin yüküyle boğuşuyor. Hayatlarını, anlamsız kaygılar ve gereksiz endişeler içinde hapsolmuş bir şekilde geçiriyorlar. Ama bu böyle olmak zorunda değil.

Bu yazıda, “umursamama sanatı”nın beş aşamasını seninle adım adım keşfedeceğiz. Her bir aşama, bir öncekinden daha az umursama seviyesine ulaşmayı gösterecek. Korkularınla nasıl yüzleşeceğini, başkalarının ne düşündüğünü önemsemeyi nasıl bırakacağını ve sonunda umursamaz bir hayatın o eşsiz huzuruna nasıl kavuşacağını öğrenmek için hazırsan başlayalım!

Hazır ol, çünkü artık gereksiz şeyleri umursamayı bırakıp gerçekten yaşamaya başlama zamanı!

1.Seviye: Utanma

Psikolojide “Spotlight Etkisi” olarak bilinen bir kavram vardır. Bu etki, insanların bize düşündüğümüzden çok daha az dikkat ettiğini fark edemediğimizi söyler.

En son kötü saç kesiminizi hatırlayın. Muhtemelen bütün gün, herkesin kafanızdaki o trajediye baktığını düşündünüz. Ancak gerçekte çoğu insan bunu fark etmedi bile. Fark edenler de muhtemelen umursamadı.

Daha dün eşim saçını boyatıp, yıkadıktan sonra ortaya çıkan renk yüzünden aşırı şekilde modu düşmüş bir halde beni aradı. Ben ise harika olmuş hayatım falan derken gerçekle yüzleştiğim o anda yarın gidip düzelttirebilirsin dedim. Ama o saç düzelene kadar kafasına takacağını çok iyi biliyordum. İşte umursamazlık seviyenizi arttırmanız için bir neden daha.

En sevdiğim alıntılardan biri, yazar David Foster Wallace’a ait. Şöyle der:

Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünü önemsemeyi, onların bunu ne kadar nadiren yaptığını fark ettiğinizde bırakacaksınız.

Sosyal kaygıyla büyümüş biri olarak, bu fikir benim için gerçekten devrim niteliğindeydi. Ama sorun şu ki, bu fikir tek başına yeterli değil. Dünyaya çıkıp bunu deneyimlemeniz gerekiyor. Spotlight Etkisi’ni kendi üzerinizde test etmelisiniz.

Bu, bir tavuk kostümü giyip alışveriş merkezinde dolaşmanız gerektiği anlamına mı geliyor? Hayır, illa ki değil (ama yaparsanız size engel olmayacağım). Ancak bir şey yapmanız gerektiği kesin.

Kendinizi zorlamalısınız. Başkalarının önünde sizi rahatsız eden durumlara girmeli ve kimsenin size dikkat etmediğini, kimsenin umursamadığını kendinize kanıtlamalısınız. Dünya sizin etrafınızda dönmüyor!

Utanmaya dayanabilmek, umursamamayı öğrenmenin temel taşıdır. Kimsenin gerçekten umursamadığını anladığınız an, “Umursamama Sanatı”nın birinci seviyesini fethettiniz demektir.

Devam edelim.

2.Seviye:Reddedilme

Eğer aptal durumuna düşmeye razı olmak umursamama sanatının ilk adımıysa, bir sonraki adım reddedilmeyle yüzleşmeye istekli olmaktır.

Yabancıların ne düşündüğünü umursamamak bir şeydir, peki ya gerçekten önemsediğiniz insanlar? Arkadaşlarınızın veya ailenizin onaylamayabileceği şeyleri söylemeye cesaretiniz var mı? Zor konuşmalar yapmaktan rahatsız oluyor musunuz? Bir randevuda kendinizi rezil etmekten korkuyor musunuz?

Fazla umursayan insanlar reddedilmeyle pek baş edemez. Özsaygıları sosyal onaya o kadar bağımlıdır ki reddedilmeyi dayanılmaz bulurlar ve bundan kaçınmak için ellerinden geleni yaparlar. Genellikle de bunu bir tür “rol yaparak” başarırlar. Her sosyal durumu şu şekilde değerlendirirler: “İnsanların beni sevmesi için ne söylemeli ya da ne yapmalıyım?” ve sonra tam da bunu yapmaya çalışırlar.

Bu yaşamak için korkunç bir yol, hem de birçok nedenden dolayı. Birincisi, bu inanılmaz derecede streslidir. Her sosyal etkileşim, doğru sonucu almak için tam olarak doğru şeyleri söylemeniz ve yapmanız gereken bir okul sınavına dönüşür.

Ama asıl sorun, bu durumun sizi sağlıklı ilişkiler kurmaktan alıkoymasıdır. Diyelim ki rol yaparak insanları kendinize hayran bırakmayı başardınız, yine de onların sizi gerçekten sevdiğine tam anlamıyla güvenemezsiniz.

Çoğu insan için büyük bir aydınlanma, rol yapmayı bırakıp ilişkilerinde otantik olmayı benimsediğinde gerçekleşir. Ne kadar iyi rol yaparlarsa yapsınlar, eninde sonunda birileri tarafından reddedileceklerini anladıklarında, en azından gerçek kimlikleriyle reddedilmeyi tercih ederler.

İlişkilerde kendinize sadık kalarak, kim olduğunuz için özür dilemeden hareket etmeye başladığınızda her şey değişir. Böylece artık insanların sizi seçmesini beklemek zorunda olmadığınızı, sizin de onları seçebileceğinizi fark edersiniz.

Ve işte bu, oyunu tamamen değiştirir.

3. Seviye: Eleştiri

Gerçek şu ki: herkesi her zaman mutlu edemezsiniz.

Ne yaparsanız yapın, eylemlerinizi eleştiren, hakkınızda olumsuz şeyler söyleyen insanlar olacaktır. Ve bununla yaşamayı öğrenmelisiniz. Eleştirinin başarı yolculuğunun bir parçası olduğunu, saygı ve hayranlık kazanmak istiyorsanız bunun yanında sizi yerden yere vurmak isteyen eleştirmenlerin de her zaman olacağını anlamalısınız.

Bir dahaki sefere eleştiri aldığınızda şu adımları izleyin:

  • Eğer eleştiren kişiye saygı duyuyorsanız, söylediklerini dinleyin ve kendinizi geliştirin.
  • Eğer saygı duymuyorsanız, boş verin gitsin. Kim takar?

Eleştiri sadece bir bilgidir. Eğer bu bilgi sizinle ilgili değilse, eleştiren kişiyle ilgili yararlı bir bilgi sunuyor demektir. Her iki durumda da yapıcıdır. Öyleyse neden bundan kaçasınız ki?

4. Seviye: Başarısızlık

Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünü umursamayı bıraktığınızda – ki 1’den 3’e kadar olan seviyeler tam da bununla ilgiliydi – inanılmaz bir şey olur: Başarısız olma özgürlüğüne kavuşursunuz.

Merak ettiğiniz tüm o şeyler, hayalini kurduğunuz ama peşinden gitmeye cesaret edemediğiniz tüm maceralar bir anda mümkün hale gelir. Çünkü başarısız olursanız insanlar ne der diye düşünmeyi bırakmışsınızdır.

Artık kötü bir işten ayrılıp daha iyisini bulamazsanız ailenizin ne diyeceğini önemsemezsiniz, ve bu yüzden o işi bırakırsınız. Bir break dans kursuna katılıp beceriksizce dans ederseniz herkesin dalga geçmesine aldırmazsınız, ve bu yüzden o kursa yazılırsınız.

Şunu unutmayın: Başarısız olup olmamanız önemli değil. Önemli olan ne yaptığınızdır. Hayat, sonuçlarda değil, sürecin içinde yaşanır.

Çoğumuz fazla sonuç odaklıyız, süreç odaklı değiliz. Bunun büyük bir kısmı, yetiştirilme tarzımızdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Çocukken, testten yüksek not alınca ya da bir aktivitede altın yıldız kazanınca ödüllendiriliriz. Her şey, “Bu sonucu elde edebilir misin? Edebilirsen seni ödüllendiririz.” mantığına dayanır.

Ama gerçek şu ki, hayat böyle işlemez. Aksine, hayat başarısız olmayı göze alanları ödüllendirir. Kendini biraz rezil etmeye cesaret edenleri, risk almaya istekli olanları, bir konuda iyi olana kadar kötü olmaya razı olanları ödüllendirir.

Şimdi size soruyorum: Hangi konuda kötü olmaktan utanmıyorsunuz? Sizi berbat da olsanız mutlu eden, hayatınıza neşe katan şey nedir?

O şeyi bulun ve gidin yapın. Hatta muhteşem bir şekilde başarısız olsanız bile, hayatınızda değerli bir şey yapmış olursunuz. Torunlarınıza gururla anlatacağınız bir şey.

5. Seviye: Umursamama Zirvesi

Tebrikler! Arkadaşlar, sonunda ulaştık. Utanma, reddedilme, alay edilme ya da başarısızlıktan yılmadan, umursamama sanatının mükemmel özgürlüğüne kavuştuk.

“Hiçbir şeyi umursamama” hayatı, sıfır baskı ve sıfır pişmanlıkla dolu bir yaşamdır. Bu, istediğiniz her şeyi yapma, istediğiniz kişi olma özgürlüğüdür.

Bakın, siz ve tanıdığınız herkes bir gün ölecek. Peki, neyi bekliyorsunuz? O hedefiniz, içinizde sakladığınız o hayal, tanışmak istediğiniz o kişi… Neye izin verip kendinizi durduruyorsunuz? Gidin, yapın!

Çünkü cidden, kim takar?

Bu noktaya kadar geldiyseniz, harikasınız! Peki ya siz? Hayatınızdaki “umursamama” seviyenizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi adımı atmak sizi özgürleştirebilir? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın, bu yolculuğu birlikte konuşalım! Unutmayın, paylaşmak hem cesaret verir hem de ilham kaynağı olur. Hadi, hikayenizi dinleyelim!

Daha Fazla Göster

benCahil

Çok araştırıyordum, çok soru sordular. Bende yazmaya karar verdim. Biri kız biri oğlan 2 çocuk babası mutlu bir adam. Mottomuz: Merak Et, Keşfet, Sorgula ve Bilgiyi Paylaş! Bildiğim Tek Şey Hiç Bir Şey Bilemediğimdir. Yazdığım hiç bir yazıyı gece rüyamda görmedim, vahiy inmedi, ben keşfetmedim, internet çöplüğünde birden fazla kaynağı derleyip yayınladım sadece.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün!