İlişkiler

İkinci Aşk Teorisi: Yıkan ve Yeniden Kuran Aşkın Sırrı | 43 İşaret Ve Gerçek

İkinci aşk teorisi, o yoğun ve kaotik aşkı anlamanı sağlar. Bu aşkın neden bu kadar acıttığını, seni nasıl değiştirdiğini ve iyileşme yollarını keşfet.

Eğer kendini hem duygusal bir kaosun ortasında hem de ruhsal bir ödevin içindeymiş gibi hissediyorsan, doğru yerdesin. İkinci aşk teorisi sadece aşk değildir. O bir dönüşümdür.

Eğer TikTok’taki “Keşfet” sayfan bir yandan ayrılık ‘meme’leriyle, bir yandan da “ikinci aşk teorisi” videolarıyla doluysa, gel şöyle bir sandalye çek. Konuşmamız gerekenler var.

Bak, internette (ve gizliden gizliye terapi seanslarında da) patlayan bir teori var: Hayatımız boyunca üç büyük aşk yaşarız ve bunlardan ikincisi? İşte o en çalkantılı olanı. En vahşisi. Sana kendini ya bir müzik videosunun başrolü ya da varoluşsal bir krizin tam ortasında gibi hissettiren o aşk. Bazen ikisi birden. Aynı hafta içinde.

Bozuk değilsin. Dramatik de değilsin. Sadece ikinci aşkının tam ortasındasın.

Ve eğer bu durumun neden hem bir peri masalı hem de bir yangın tatbikatı gibi hissettirdiğini merak ediyorsan, psikolojinin buna gerçek cevapları var. Hadi gel, hepsini tek tek inceleyelim.


İkinci Aşk Teorisi Nedir?

İkinci Aşk Teorisi, “Üç Aşk Teorisi” denen daha geniş bir çerçevenin parçası. Bu teoriye göre çoğu insan hayatında üç kez âşık olur ve her bir aşk farklı bir amaca hizmet eder.

Sponsor

İlk Aşk, genellikle idealist ve masalsıdır. Gençlik dizilerinde gördüğümüz, ilk buluşmadaki o midede uçuşan kelebekler gibidir. Bize körkütük sevdanın nasıl bir his olduğunu ve aşkın nasıl olması gerektiğini düşündüğümüzü öğretir.

İkinci Aşk, yoğun, karmaşık ve dönüştürücü olanıdır. İşte bu aşkta hem sevginin hem de kendinin karanlık taraflarıyla yüzleşirsin. Tutkuludur, insanı içine çeker ama aynı zamanda kafa karıştırıcı, tutarsız ve zor derslerle doludur. Bize aşkın ne olmadığını ve çoğunlukla ruhumuzun hangi parçalarının hala iyileşmeye ihtiyacı olduğunu gösterir.

Üçüncü Aşk ise sakin ve insana kök saldıran bir histir. Kolay hissettirir; sıkıcı olduğu için değil, gerçek olduğu için. Bu aşk seni tamamlamaz; seninle buluşur.

İkinci aşk, genellikle duygusal olarak en kaotik olanıdır. Neden mi? Çünkü farkında bile olmadığımız tüm o çözülmemiş duygusal yüklerimizi bize ayna gibi yansıtır. İletişimdeki, sınırlarımızdaki ve öz saygımızdaki çatlakları gün yüzüne çıkarır.

Ve en acı verici olanı gibi gelse de, ikinci aşk teorisini anlamak, kişisel gelişim için en önemli adımlardan biridir.


Peki ya üçten fazla (veya az) ilişkin olduysa?

Endişelenme, ikinci aşk teorisi katı bir kural kitabı değil. Daha çok, aşkta yaşadığımız farklı duygusal deneyimleri anlamlandırmamıza yardımcı olan bir mercek gibi düşünebilirsin.

Bazı insanlar “ikinci aşk” deneyimini beşinci ilişkilerinde yaşayabilir. Bazıları ise bu üç türü de aynı kişiyle, özellikle de birlikte evrimleştikleri uzun süreli bir ortaklıkta deneyimleyebilir.

Ve bazı insanlar da ilk ve tek aşklarıyla tanışır, en başından itibaren sağlıklı ve bütün bir ilişki kurarlar. Bu onları daha az bilge veya duygusal olarak daha az gelişmiş yapmaz. Önemli olan aşkların sayısı değil, her bir aşkın içinde ateşlediği kişisel gelişimdir.

Kısacası “ikinci aşk” bir kişiden çok, bir evredir. Eğer seni hem yerle bir edip hem de yeniden inşa ettiğini hissettiğin, her şeyi sorgulatan ama sonunda sana kim olduğuna dair derin bir ders veren bir ilişkin olduysa, işte o senin ikinci aşkındı.

Yani bir kez de sevmiş olsan, bir düzine kez de, ikinci aşk teorisi o bölümlerden birine ayna tutabilir. Ve eğer bu sana tanıdık geliyorsa, bunun sebebi aşkın doğrusal değil, kişisel, öngörülemez ve bazen de biraz kaotik olmasıdır.

Sponsor

Aşk #2 Neden Bu Kadar Farklı Hissettirir?

Bu aşkın duygusal bir hız treni gibi hissettirmesinin bir nedeni var ve bu sadece çok sevip daha çok kavga etmenizden kaynaklanmıyor. İkinci aşklar genellikle en derin bağlanma yaralarımızı deşer ve sonra üzerlerine adeta sim döker.

İşte sistem şöyle işliyor:

Biriyle yoğun inişler ve çıkışlar yaşadığımızda, beynimiz dopamin (ödül kimyasalı), kortizol (stres hormonu) ve oksitosin (bağlanma hormonu) gibi hormonları öngörülemez bir düzende salgılar. Bu öngörülemezlik mi? Bağımlılık yapar. Kelimenin tam anlamıyla.

Bu durum, gerçek bir bağımlılığı taklit eden duygusal bir “yükselme” ve “yoksunluk” döngüsü yaratır.

Kaynak: Fisher, Aron, & Brown (2005), Romantic Love: An fMRI Study of a Neural Mechanism for Mate Choice

Buna bir de ikinci aşkların çoğunlukla kim olduğumuzu ve ilişkilerde nasıl davrandığımızı çözmeye çalıştığımız bir dönemde kapımızı çalması gerçeğini ekleyince, ortaya mükemmel bir fırtına çıkar.

Bu, genellikle kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinin çarpıştığı, dans ettiği, kaza yaptığı ve sonra tekrar birbirine yapıştığı yerdir.

Kaynak: Hazan & Shaver (1987) Attachment theory research

Yani hayır, sorun sadece sende değil. O kişiden sürekli bir netlik, güvence ya da sadece huzur bekleme ihtiyacın var ya? İşte o, sürekli hedef tahtasının yerini değiştiren bir ilişkide güvende hissetmeye çalışan sinir sistemin.

İyi haber ne mi? İkinci aşkından sağ çıkmak, duygusal bir acemi birliğinden mezun olmak gibidir. Neye ihtiyacın olduğunu, neye tahammül edemeyeceğini ve kendini kaybetmeden önce ne kadar taviz verebileceğini öğrenirsin.


İkinci Aşk Sularında Yüzdüğünün Şaşmaz İşaretleri

Bunlar sıradan ilişki tehlike sinyalleri değil. Bunlar, ikinci aşk dönemini tanımlayan duygusal dönüm noktalarıdır.

1. Bir ayrılıp bir barışmanız, sanki bir dizi sezon finaliymiş gibi sürekli tekrarlanır

Bu tek bir ayrılık değildir. Birkaç tanedir. Ve her seferinde kendine bunun son olduğuna söz verirsin, ta ki bir hafta sonra tekrar birbirinizin kollarında olana kadar. Bu “bir itme bir çekme” döngüsü ikinci aşklarda yaygındır çünkü ikiniz de birbirinizin duygusal enerjisini sömürerek kendinizi çözmeye çalışırsınız.

2. İyi anlar coşku dolu bir zirve, kötü anlarsa serbest düşüş gibidir

Ona bakıp “İşte bu. Benim insanım bu,” diye düşündüğün anlar vardır. Ve sonra banyonun zemininde ağlarken kendini tanıyamadığın anlar gelir. Bu tür bir yoğunluk uzun vadede sürdürülebilir değildir, ama kısa vadede baş döndürücüdür ve evet, seni kendine bağlar.

3. Sürekli değerini kanıtlamaya çalışıyormuş gibi hissedersin

Sadece huzuru sağlamak veya onun dikkatini çekmek için daha fazlasını verir, daha çok esner ve başka hiçbir durumda kabul etmeyeceğin şeyleri mantığa bürürsün. Bu aşk, seni onaylanmak için çabalamaya iter.

4. Duygusal bir koşu bandında gibi hissedersin

Tüm çabayı gösterirsin, duygusal olarak son hızda koşarsın ama bir yere varamazsın. Yorucudur. Sürekli aynı tartışmaları yaşar, aynı güvensizliği hissedersin. Ama hiçbir şey gerçekten çözülmez.

5. Sen henüz vazgeçmemiş olsan da arkadaşların bu durumdan bıkmıştır

Her tartışmayı, her bahaneyi, “sadece bir kez daha konuşmamız gerek” demenin her sebebini duymuşlardır. Artık tavsiye vermeyi bırakıp sadece gözlerini devirmeye başlamışlardır. Çünkü bu yoğunluğun dışındaki insanlar, senin kabul edemeyecek kadar yakın olduğun gerçeği görebilirler: Bu ilişki sana iyi gelmiyor olabilir.

Sponsor

6. İlişkiyi yaşamaktan çok, onu düzeltmeyi hayal edersin

İlişkinin mevcut halinden keyif almaktan çok, nasıl olabileceğini düşünerek daha fazla zaman harcarsın. Aşk hikayeni sürekli zihninde düzenler, sonunu yeniden yazar, sana huzur ve netlik verecek bir dönüm noktası umarsın.

7. Kimya inkâr edilemezdir, ama kafa karıştırıcıdır

Açıklayamazsın. Çekim manyetiktir. Cinsellik muhtemelen harikadır. Sana belirli bir şekilde gülümsediğinde tüylerin diken diken olur. Peki ya duygusal güvenlik? İstikrar? İşte o kısım biraz… kayıp.

8. Artık kim olduğundan emin değilsindir

Eskiden tasasız, ayakları yere basan, yaratıcı biriydin. Şimdi ise çoğunlukla sadece ilişkiyi ayakta tutmaya çalışıyorsun. Kendini kontrol etmeyi bıraktın çünkü onun modunu kontrol etmekle çok meşgulsün. Bu kimlik erozyonu, ikinci aşkın en zor kısımlarından biridir.

9. “Acaba çok mu abartıyorum, yoksa yetersiz mi kalıyorum?” diye sorgularsın

Her tepkini aşırı düşünürsün. Her anlaşmazlığı tekrar tekrar kafanda oynatırsın. “Daha rahat olmalıyım” ile “Bunu yapmasına neden izin veriyorum?” arasında gidip gelirsin.

10. Hayatının aşkı mı yoksa en büyük dikkat dağıtıcın mı, karar veremezsin

Bazı günler sana yuva gibi gelir. Bazı günler ise bir çıkmaz sokak. Onun varlığına derinden minnettar olmakla ondan tamamen tükenmiş hissetmek arasında gidip gelirsin. Ve bu duygusal pinpon topu, ikinci aşkın imzasıdır.

11. Davranışları için sürekli bahaneler üretirsin

Arkadaşlarına, annene ya da sadece aynadaki kendine… Gerçekten içine sinmeyen şeyleri sürekli haklı çıkarmaya çalışırsın. Onun ruh hallerini, tutarsızlıklarını, ortadan kaybolmalarını açıklarsın. Derinlerde bir yerde, çatlakları kapattığını bilirsin.

12. Onunla görüştükten sonra kendini duygusal olarak “akşamdan kalma” gibi hissedersin

Bir buluşma ya da kavgadan sonra parlamıyorsun, aksine bitkin düşüyorsun. Vücudun gergin, düşüncelerin bir sarmal içinde ve göğsünde bir ağırlık var. Sanki sinir sistemin bir türlü dinlenemiyor. Oysa aşk, bir iyileşme süreci gibi hissettirmemeli.

13. Kendini onun sosyal medya aktivitelerine takıntılı halde bulursun

Yeni birinin fotoğrafını beğenmesiyle zihnin çoktan bir ihanet senaryosu kurmuştur. Sürekli profiline bakar, kıyaslar ve kendi kendini yersin, çünkü ilişkideki güven duygun o kadar kırılgandır ki, her yerde tehlike işaretleri ararsın.

14. Gerçeklik algını sorgulatırlar

“Vay canına, bu aşk sihirli gibi” şeklinde değil, daha çok “O olay gerçekten benim hatırladığım gibi mi yaşandı?” şeklinde. Gaslighting (birini kendi akıl sağlığından şüphe ettirme) zararlı olmak için kasıtlı olmak zorunda değildir. Anıların veya hislerin sürekli sorgulanıyorsa, bu senin gerçeklik duygunu aşındırır.

15. Huzuru korumak için kendinin bazı parçalarını kısmak zorunda kalmışsındır

Belki hayallerinden, başarılarından veya sınırlarından bahsetmeyi bıraktın. Belki hangi konuların kavga çıkardığını öğrendin ve artık sadece susuyorsun. Aşkın bu versiyonu, ona sığabilmen için küçülmeni talep eder.

16. Onu kaybetme korkusu, onunla mutsuz olma korkusundan daha ağır basar

Zor olsa bile onunla olmanın, yalnız olmaktan daha iyi olduğuna kendini inandırmışsındır. Bu kaybetme korkusu, içgüdülerin sana “uzaklaş” diye bağırırken bile seni ona bağlı tutar.

17. “Kanıtları” silmeye bir türlü elin varmaz

Ekran görüntüleri. Notlar uygulamasındaki tiratlar. Sesli mesajlar. Direkt mesajlar. Seni her incittiği anın dijital bir arşivini tutarsın, olur da bir gün kendini hayal görmediğine ikna etmen gerekirse diye.

18. Gerçekten neye ihtiyacın olduğunu istemekten korkarsın

İster net bir ilişki durumu, ister daha fazla iletişim, isterse sadece lanet bir “günaydın” mesajı olsun… İstemeye çekinirsin çünkü muhtaç görünmekten veya onu uzaklaştırmaktan korkarsın. Ama aşk, ihtiyaçların olduğu için seni cezalandırmamalıdır.

19. Kendi duygusal barometrenden şüphe edersin

Ağlarsın ve “acaba çok mu dramatiğim?” diye merak edersin. Öfkelenirsin ve sonra suçluluk duyarsın. Duygusal pusulan şaşmıştır çünkü o kadar uzun süredir hayatta kalma modundasındır ki, artık neyin adil olduğunu ayırt edemezsin.

20. Derinlerde bir yerde bilirsin ki bu ilişki sana bir şeyler öğretmek için var, sonsuza dek sürmek için değil

Onu derinden sevsen bile, bir parçan bunun sonsuza dek sürmeyeceğini fısıldar. Bu aşk yoğundur, çünkü sana kendinle ilgili önemli bir şey göstermek içindir. Bu, ruhunun öz-değer, sınırlar ve netlik üzerine aldığı bir hızlandırılmış kurstur.

Sponsor

İkinci Aşk Teorisinin Sana Öğreteceği Dersler

İkinci aşklar nazik değildir. Sessizce parmak uçlarında içeri süzülmezler. Kapıyı tekmeyle açar, kalbini bir blendera atar ve sonra “Bu senin gelişimin için,” diye fısıldarlar. Kaba mı? Evet. Gerekli mi? O da evet.

Hadi gel, ikinci aşkının sana gerçekten ne öğretmeye çalıştığını konuşalım. Çünkü müfredatı anladığında, aynı duygusal döngüleri tekrarlamayı bırakmak çok daha kolaylaşır.

1. Sınır koymayı öğrenirsin (çünkü koymadığında ne olduğunu anlarsın)

İkinci aşklar genellikle seni sınırsız bırakır. Çok fazla affeder, değerlerinden taviz verir, duygusal kapasitenin ötesine geçersin. Ve sonunda patlarsın. İşte o an, sana bir sınırın ne olması gerektiğini ve ona sahip olmamanın seni ne kadar savunmasız bıraktığını öğretir. Sınırların aşkı dışarıda tutan duvarlar değil, akıl sağlığını içeride tutan çitler olduğunu fark etmeye başlarsın.

2. Bağımlılık ile gerçek bağ kurmak arasındaki farkı öğrenirsin

Bu aşk manyetik, sanki kader gibi hissettirir. Ama bir süre sonra fark edersin ki aranızda gerçek bir bağ yok, siz birbirinize bağımlısınız. Ve bu sevimli, sıcak bir şekilde değil. Seni sürekli diken üstünde tutan, hep bir sonraki adımı merak ettiren, daima güvence arayan türden bir bağımlılık. Bu ayrım, seninle gerçekten, sakince, güvenli ve oyunlar olmadan bağ kuran biriyle tanıştığında kristal kadar net hale gelir.

3. İhtiyaçlarını ifade etmeyi (ve görmezden gelindiğinde ne olduğunu) öğrenirsin

İkinci aşklarda ya neye ihtiyacın olduğunu söyler ve reddedilirsin ya da içinde tutar ve sonunda içerlersin. Her iki durumda da, ihtiyaçlarının geçerli olduğunu ve seni sürekli olarak sanki değillermiş gibi hissettiren birinin sana kırmızı bayrak salladığını, aşk sunmadığını anlayarak uzaklaşırsın.

4. Öz-değerin, başkasının sevgisiyle kazanılmadığını öğrenirsin

Biri tarafından derinden sevilebilir ama yine de kendini boşlukta hissedebilirsin, özellikle de bu sevgi tutarsızsa. İkinci aşklar genellikle seni kovalatır ve bunu yaparken, değerinin bir başkasının dikkat süresiyle ölçüldüğüne inandırır. Ama ölçülmez. İşte bu can yakıcı farkındalık, seni kendine geri döndüren şeydir ve gerçek öz-değer de burada başlar.

5. Ne zaman gitmen gerektiğini (ve o anın ne kadar güçlü olduğunu) öğrenirsin

Sessiz, net, unutulmaz bir an gelir ve artık bunu yapamayacağını anlarsın. Onu sevmediğin için değil, sonunda kendini daha çok sevdiğin için. Bu karar her zaman alkışlarla veya bir kapanışla gelmez. Bazen sadece huzurla gelir. Ama bu, hayatın boyunca yaşayacağın en güçlü duygusal dönüm noktalarından biridir.


İkinci Aşkından Nasıl Sağ Çıkılır ve Ondan Nasıl Büyünür?

İkinci aşklar, seni uyarı sireni olmayan bir kasırgadan geçmiş gibi hissettirebilir. En çok sevdiğin kişi aynı zamanda sana en çok duygusal kafa karışıklığını yaşatan kişiyken, hangi yönün doğru olduğunu bilmek zordur.

Ama ikinci bir aşktan iyileşmek, geçmişi silmek anlamına gelmez. İleriye dönük olarak daha sağlam bir zeminde durmayı öğrenmek demektir. İster tam ortasında ol, ister hala enkazı topluyor ol, işte dengeni nasıl yeniden bulacağın ve belki de eskisinden daha güçlü bir şekilde nasıl ayağa kalkacağın:

1. Onu anlamlandırmaya çalışmayı bırak

İkinci aşklar nadiren netlikle gelir. Her duygusal dönemeçte “neden” sorusunun cevabını arayarak değerli enerjini boşa harcarsın. Bunun yerine, sadece ilişkinin neye ihtiyacı olduğuna değil, senin neye ihtiyacın olduğuna odaklanmaya başla. Kendine odaklandığında kafa karışıklığı kaybolur.

2. Sinir sistemini düzenle

Duygusal kaos seni hayatta kalma modunda bırakabilir; gergin, endişeli, her şeyi aşırı düşünen biri haline getirebilir. Günlük tutmak, uzun yürüyüşler yapmak, dramanı körüklemeyen bir arkadaşınla konuşmak ve topraklama teknikleri (derin nefes almak veya etrafında görebildiğin beş şeyi saymak gibi) vücudunu tekrar temel seviyesine getirmene yardımcı olabilir.

Kaynak: Porges, S. W. (2007). The polyvagal perspective

3. Kafandaki hikâyeyi yeniden yaz

Beynin sürekli deneyimlerden anlam çıkarmaya çalışır. Kendine sürekli “Çok muhtaçtım” veya “Her şeyi mahvettim” dersen, utancı pekiştirirsin. Bunun yerine şunu dene: “Sevgiyle yaklaştım ve öğrenmem gerekeni öğrendim.” Bu daha yumuşak ve daha güçlendirici bir gerçektir.

4. Kendini soyutlama

İkinci aşkların, kimsenin ne yaşadığını anlamadığı hissini verme gibi bir huyu vardır. Ama kalp kırıklığı özel bir kulüp değildir. Ne kadar dürüstçe konuşursan, o kadar yalnız olmadığını fark edersin. Bağ kurmak ilaçtır.

5. Kimliğini yeniden inşa etmeye başla

Belki özgüvenini kaybettin. Ya da hobilerini. Ya da daha çok gülen ve daha az endişelenen o versiyonunu. Yeniden inşa etmek, eskiden kim olduğuna geri dönmek değil, şimdi seni neyin aydınlattığıyla yeniden bağlantı kurmaktır. Küçük sevinçlerle başla ve özgüvenini tuğla tuğla yeniden inşa et.

Sponsor

6. Mükemmel olmasa bile bitmesine izin ver

İkinci aşklar nadiren temiz sonlarla biter. Bazen bir kapanış yaşayamazsın. Bazen o son konuşmayı asla yapamazsın. Ama iyileşme, düzgün bir vedayı beklemez. İyileşme, onun profiline bakmayı bırakıp kendine dönmeye başladığında başlar.


İkinci Aşk Teorisi Hakkındaki TikTok Efsaneleri ve Gerçekler

Eğer TikTok’ta #İkinciAşkTeorisi etiketini gördüysen, muhtemelen dramatik yorumları duymuşsundur. Bazıları çok tanıdık gelir. Diğerleri ise… biraz abartı.

Öyleyse gel, ikinci aşk teorisi hakkındaki bu duygusal karmaşayı temizleyelim ve o viral efsanelerden birkaçını çürütelim.

1. “İkinci aşkın seni mahveder.”

Dur bakalım Shakespeare. Evet, ikinci aşklar acıtabilir, ama doğaları gereği zehirli olmak zorunda değillerdir. İkinci bir aşk sana meydan okur, seni esnetir, duygusal zayıf noktalarını ortaya çıkarır, ama sana öğretmeye çalıştığı tüm dersleri görmezden gelmediğin sürece seni yok etmeye mahkûm değildir.

2. “İkinci aşk her zaman bir narsisttir.”

İşte bu çok tehlikeli bir genelleme. Bu etiket çok popüler oldu, ama psikolojik olarak doğru değil. Her canını yakan kişi narsist değildir. Bazı insanlar sadece duygusal olarak olgunlaşmamıştır. İkinci aşkların yoğun hissettirmesinin sebebi, partnerinin kötü bir karakter olması değil, senin iyileşmemiş parçalarını tetiklemesidir. Narsistik davranışlar gerçektir, ama bu etiketi herkese yapıştırmak, gerçek vakaların önemini azaltır.

Kaynak: Campbell, W. Keith & Miller, Joshua D. (2011). The Handbook of Narcissism and Narcissistic Personality Disorder.

3. “Hayatta sadece üç aşk yaşarsın.”

İkinci aşk teorisi bilimsel değil, semboliktir. Gerçek ilişki sayısıyla değil, duygusal arketiplerle ilgilidir. İkinci aşk temalarını yansıtan birkaç ilişki yaşayabilirsin. “Üçüncü aşkını” iki ilişkiden sonra da, on ilişkiden sonra da bulabilirsin. Mesele sayı değil, her bir aşkın seni ittiği duygusal gelişim türüdür.

4. “Gerçek aşkı bulmadan önce acı çekmek zorundasın.”

Hayır. Gelişim acı gerektirmez, sadece genellikle acıyla birlikte gelir. Ama acı çekmek bir onur madalyası değildir. Kalbini yakıp kül etmeden de kalıplarını aşabilir, şifa bulabilir ve güzel ilişkiler kurabilirsin.


O Sakin, Güvenli Üçüncü Aşka Hazır Olduğunun İşaretleri

İkinci bir aşkın kasırgasından sonra biraz yara bere içinde, biraz daha bilge ve çokça şüpheci hissetmek normaldir. Ama işin aslı şu: Duygusal gelişim seni sadece daha iyi bir aşka hazırlamaz. Onu tanımana da yardımcı olur.

O sakin, istikrarlı, üçüncü aşk enerjisi havai fişekler gibi görünmez; tutarlılık, güvenlik ve derin bir nefes alabilmek gibi görünür. Eğer bu tür bir aşka gerçekten hazır olup olmadığını merak ediyorsan… bu işaretler sana bilmen gerekeni söyleyecek.

1. Tutkudan çok huzuru arzularsın

Tutku harika değil demiyoruz (kesinlikle harika), ama artık seni tetikleyen değil, sana kendini topraklanmış hissettiren insanlara daha çok çekiliyorsun. Drama artık seni heyecanlandırmıyor, tüketiyor.

2. Bütün hissetmek için bir ilişkiye ihtiyaç duymazsın

Seni tamamlayacak birini aramayı bırakmışsındır. Bir kurtarıcı değil, bir partner istersin. Hayatın kendi başına da dolu hissettirir ve aşk bir yara bandı değil, bir bonustur.

3. Kırılgan olmaktan rahatsız olmazsın, ama artık aşk için rol yapmazsın

Terk edilme korkusu olmadan ihtiyaçlarını ifade edebilirsin. Beğenilmek için şekilden şekle girmezsin. Kendinin tam versiyonuyla ortaya çıkar ve doğru kişinin seni bu yüzden, buna rağmen değil, bu yüzden seçeceğine güvenirsin.

4. Birini kazanma ihtiyacını bırakmışsındır

Artık sevgiye layık olduğunu kanıtlamaya çalışmıyorsun. Kovalamaktan emekli oldun. İkinci aşk teorisini anladıktan sonra bilirsin ki, sağlıklı aşk ikna edilmeye ihtiyaç duymaz, sadece seninle olduğun yerde buluşur.

5. Kimyadan çok duygusal güvenliğe öncelik verirsin

Kimya hala önemlidir, ama artık her şey değildir. Birinin sana sadece yatak odasında değil, sessizliklerde, küçük anlaşmazlıklarda, gündelik dağınıklıkta nasıl hissettirdiğine dikkat edersin. Gerçek aşk işte orada yaşar.

Sponsor

6. Yoğunluk ile samimiyeti karıştırmazsın

Kaosu derinlikle karıştırmanın ne kadar kolay olduğunu gördün. Şimdi, sana sorular soran, detayları hatırlayan ve tutarlı bir şekilde hayatında olan birini ararsın. Samimiyet budur.

7. Eğer doğru değilse, çekip gideceğine kendine güvenirsin

En büyük yeşil bayrak mı? Artık kendini terk etmiyorsun. Eğer birinin enerjisi sana kötü geliyorsa, içgüdülerin “hayır” diyorsa, huzurun kaçmaya başladıysa, onu hala sevsen bile çekip gidebileceğini bilirsin.

8. Acele etmezsin, çünkü ne istediğini bilirsin

Artık aciliyet duygusunu aştın. Hızlı başlayan aşkın çabuk sönebileceğini bilirsin ve sonunda zaman ayırmaktan memnunsun. Çünkü artık aşkın nasıl hissettirmesi gerektiğini biliyorsun ve onu beklemeye razısın.


Sen gereken çalışmayı yaptığında, doğru aşk bir iş gibi hissettirmez

Üçüncü aşkın senden küçülmeni, acı çekmeni veya bir şeyi kanıtlamanı talep etmez. Seni görür. Sana sarılır. İyileşmeni aceleye getirmez veya geçmişini geçersiz kılmaz. Sadece seninle olduğun yerde buluşur ve sabırla seninle birlikte büyür.

Bu aşk adrenalin veya kaosla ilgili değildir. Birini seçmek ve her gün, bu süreçte kendini kaybetmeye gerek kalmadan, seçilmekle ilgilidir. Güven vardır, emniyet vardır, duygusal bir oksijen vardır. Ve sen sonunda nefes alırsın.

Bu tür bir aşka adım attığını, kendini sürekli ayarlamak yerine hizalanmış hissettiğinde anlarsın. Sinir sistemin bir darbe için kendini kasmak yerine rahatladığında. Onunla olmanın, kendine eve dönmek gibi hissettirdiğinde.

Çünkü işte ikinci aşk teorisi hakkındaki gerçek: İkinci aşkın seni kırdı ki genişleyebilesin. Büyüyebilesin. Böylece yakıp kavuran değil, içini ısıtan bir aşkı tanımayı öğrenesin. Eskiden olduğun kişi olarak değil, dönüştüğün kişi olarak. Ve hala dönüşmekte olduğun kişi olarak.


Peki sen ikinci aşk evresini yaşadın mı, yoksa şu an tam ortasında mısın? Deneyimlerini ve düşüncelerini yorumlarda bizimle paylaş! Bu yazı sana da bir şeyler kattıysa, benzer hisleri yaşayan arkadaşlarına göndermeyi unutma.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün!