Terk Edilme Korkusu: Sadece Bir Fobi Değil, Kalbimizin Derin Bir Yarası (Tüm Nedenleri, 34 İşareti ve İyileşme Rehberi) 💔
Sürekli "Ya giderse?" diye mi düşünüyorsun? Terk edilme korkusu ilişkilerini sabote ediyor olabilir. Nedenleri, 34 yaygın işareti ve iyileşme yolları burada!

Merhaba Dostum! O Sürekli Gelen “Ya Giderse?” Hissini Birlikte Çözelim
Bana bir arkadaşım gibi hissettirdiğin için önce şunu söylemeliyim: Hepimizin içinde bazen “Ya beni bırakırlarsa?” diye fısıldayan küçük, panik bir ses var, değil mi? Ama bazılarımız için bu ses, bir fısıltıdan çok gürleyen bir alarm gibi. Mesajına geç cevap geldiğinde midenin kasılması, arkadaşın bir planı iptal ettiğinde dünyanın sonu gelmiş gibi hissetmen… İşte tüm bunların arkasında, o meşhur terk edilme korkusu olabilir.
Bu korku, sadece ayrılıklar ya da travmatik çocukluk anıları demek değil. Bu, bizim sevme, güvenme ve bağ kurma şeklimizin içine işlemiş bir duygu. Eğer kontrol etmezsek, farkında olmadan en güzel ilişkilerimizi, dostluklarımızı ve hatta kendimize olan saygımızı bile sessizce sabote edebiliyor. Ben de bu yazıda, bu meselenin ne olduğunu, neden kaynaklandığını ve en önemlisi, bu korkuyla nasıl barışabileceğimizi sana anlatmak istedim.
Terk Edilme Nedir ve Neden Bir “Sorun” Haline Gelir? 🤔
Psikoloji dünyasında bu konuya baktığımızda, uzmanlar genellikle köklerin erken dönem bağlanma sorunlarına veya çocukluk travmalarına uzandığını söylüyor. Düşünsene, ortada fiziksel bir istismar olmasa bile, duygusal ihtiyaçların karşılanmadığında o korku tohumları atılabiliyor. Kaynak: Shaver, P. R., & Mikulincer, M., 2002, Attachment-related psychodynamics
Terk edilme korkusu, çocuklukta ya da nadiren yetişkinlikte yaşanan travmatik bir deneyimin biriktirdiği özellikler bütünü aslında. Birinin hayatından aniden çıkması (istemli ya da istem dışı, mesela vefat) ya da sadece yalnız kalmak, beynin bunu terk edilme olarak yorumlamasına neden olabiliyor. Tıpkı işten çıkarılmak, bir buluşmadan reddedilmek, öncelikleri değişen bir arkadaşın seni ihmal etmesi gibi.
Sürekli kayıp yaşayan bir çocukta da bu durum gelişebilir: Bir arkadaşının taşınması, bir yakının vefatı, anne-babanın ayrılması, ebeveynlerden birinin sık sık seyahat etmesi… Tüm bunlar, o minik kalpte “Herkes gidiyor” algısını yerleştiriyor.
Peki, bu neden büyük bir sorun haline geliyor? Çünkü bu hisle büyüyen bir insan, hayatına giren yeni hiç kimseye kolay kolay güvenemiyor. Her yeni olayı, her yeni ilişkiyi geçici bir faz olarak görüyor. Kendini bir döngü içinde hissediyor: “Nasıl olsa sonunda yalnız kalacağım.” Bu varsayım yüzünden de, o kaçınılmaz sona (yani terk edilmeye) karşı koymak için savunma mekanizmaları geliştiriyorsun. Bu durum, maalesef ki yeni olayları ve ilişkileri bir geçiş aşaması olarak görmene yol açıyor.
Unutma, bu tohum bir kere ekildi mi, tek yapabileceğimiz onun filizlendiği işaretleri tanımak ve iyileşme yolunda adımlar atmak.
Bu Korkunun Kaynakları: Neden Bizi Bırakacaklarını Düşünüyoruz? 🤯
İyi de, bu korkunun tam olarak nedenleri neler? Asıl konuya gelelim. Yapılan araştırmalar, çocuklukta yaşanan duygusal ihmalin (alay edilme, görmezden gelinme, sürekli mükemmel olma baskısı gibi) yetişkinlikte güvensiz bağlanma stillerine yol açtığını gösteriyor. Kaynak: Elisabetta Sagone, et al., 2023, Association between Attachment Style and Psychological Well-Being
1. Duyguları İfade Etmeye İzin Vermemek
Hepimizin duyguları var, hele ki çocuklar duygularını düzenlemeyi yeni öğreniyorlar. Öfke patlaması, aşırı üzüntü… Bu anlarda ebeveynler “Hemen kes!” ya da “Ağlama, çok saçma!” gibi tepkiler verdiğinde, çocuğa şu mesajı vermiş oluyor: “Duyguların önemsiz, onları içine at.” İşte bu, bir tür duygusal terk edilmedir.
2. Alay Etmek ve Küçümsemek
Kimseyle dalga geçilmesinden hoşlanmayız. Yetişkinken bile zor dayanırız, değil mi? Ama bu, sana en çok güvenmesi gereken kişi, yani ebeveynin tarafından yapıldığında, etkisi çok daha derin oluyor. Bu davranış, çocuğa “Sen önemsizsin ve yaptıkların saçma” mesajını verir. Çocuk, kimsenin onu ciddiye almadığını düşünür ve kendini değersiz hisseder.
3. “Mükemmel” Olma Baskısı
Çocuğunu sevdiğin ve ona güvendiğin için elinden gelenin en iyisini yapması konusunda desteklemekle, mükemmel olması için zorlamak arasında dağlar kadar fark var. “Mükemmel” öznel bir kavram ve ona ulaşmak imkânsız. Sürekli mükemmeli kovalamaya zorlanan bir çocuk, asla yeterince iyi hissedemez çünkü ebeveynlerini asla tatmin edemeyeceğini düşünür. Bu da “Ben yetersizim” inancını pekiştirir.
4. Arkadaş Gibi Davranmak
Çoğu çocuk kuralsız bir hayat ister, ama kuralların ve sınırların olmaması onlara aslında sevilmediklerini hissettirir. Kuralsız, arkadaşça yaklaşan ebeveyn, çocuğa adeta şunu söyler: “Senin için o zorlu ‘sert sevgiyi’ göstermeye zahmet etmeyeceğim.” Çocuk, ebeveyninden beklediği rehberliği bulamaz ve kendini boşlukta hisseder.
5. Fiziksel Terk Edilme
Elbette, en somut neden bu: Ebeveynlerden birinin gerçekten çocuğu terk etmesi. Bu kısa süreli ya da kalıcı olabilir. Her durumda, çocuğa verilen mesaj derindir: “Yeterince iyi değilsin ki, yanında kalmaya değmez.” Çocuk nedenini bilmediği bu durumu içselleştirir ve “Herkes beni terk edecek” gibi sağlıksız bir başa çıkma mekanizması geliştirir.
Terk Edilme Korkusunun Üç Farklı Yüzü: Bağlanma Stilleri 🎭
Çocukken terk edilen ya da duygusal olarak ihmal edilen biri, yetişkinlikte sağlıksız bir duygusal bağlanma stili geliştirir. Bu stiller, başkalarıyla duygusal olarak nasıl ilişki kurduğunu belirliyor.
1. Kaçıngan Bağlanma Stili
Bu stil, ebeveynin sadece temel ihtiyaçları (yemek, barınak) sağlayıp duygusal olarak ilgisiz olduğu durumlarda gelişir. Çocuk, barışı korumak ve ebeveynini kaybetmemek için kendi sorunlarını yok saymayı öğrenir. Hem çocuk hem de yetişkin olarak, üzüntü ve kaygıyı tek başına yaşar ve kendi duygularının önemini inkâr eder. Romantik ilişkilerde bu, duygusal mesafe koymak anlamına gelir. Benim için bu, adeta koca bir banka kasasının içinde tek başına durmak gibi bir şey!
2. Kaygılı Bağlanma Stili
Bu stil, ebeveynin bir an çok ilgili ve sevgi dolu, bir an ise tamamen ilgisiz ve tahmin edilemez olduğu durumlarda oluşur. Aşk ve ilgi, adeta piyango gibidir; ne zaman çıkacağı belli olmaz. Bağlanma teorisi bu düzensizliğin, yetişkinlikteki bağ kurma şeklimizi şekillendirdiğini söyler. Kaynak: Bartholomew, K., & Horowitz, L. M., 1991, Attachment styles among young adults
Aşkın bu kadar belirsiz olduğu bir ortamda büyüdüğün için, başkalarına güvenmekte zorlanırsın. Ebeveyninden sevgi ve ilgi görmek için her şeyi yapmaya çalışırdın, yetişkinlikte de aynı şeyi partnerinden bekleyebilirsin. Bu kişiler ilişkide aşırı yapışkanlık ve sürekli onay arama eğilimi gösterirler.
3. Düzensiz Bağlanma Stili
Bu, güvensiz bağlanma stillerinin en uç ve en karmaşık olanı. Çocuklukta yaşanan istismar veya travma (fiziksel, duygusal, sözel veya cinsel) sonucunda gelişir. Bu stile sahip insanlar, kendilerini incinmekten korumak için yüksek duvarlar örerler. İçlerinde büyük bir korku, güvensizlik ve çatışma yaşarlar. Yüksek kaygı ve yüksek kaçınma eğilimleri olduğu için, ilişkilerde tahmin edilemez ve değişken olabilirler. Adeta bir yandan yanına gelmek ister, diğer yandan seni iterler. Bu, başa çıkma becerilerinin en zayıf olduğu stildir.
Terk Edilme Korkusunun 11 Yaygın İşareti: Kendini Kontrol Et! 🧐
Çoğu insan bu korkuyu direkt kabul etmez. Ancak sürekli yaşadığın o acı veren ilişki döngüleri seni yormaya başladığında, yüzeye çıkmaya başlar. Eğer bu korkunun yıkıcı hale geldiğini düşünüyorsan, bir profesyonelden destek almak çok değerli. Ama önce, bu korkuyu taşıdığının yaygın işaretlerine bakalım:
1. Yeni Arkadaş Edinmekte Zorlanma
Yeni insanlarla tanışmak bile bir reddedilme korkusunu tetiklediği için, yeni arkadaşlıklar kurmakta zorlanırsın. Eskiyi korumaya çalışır, yeniyi hep şüpheli karşılarsın. Negatif algıların, yeni insanların seninle takılma isteğini azaltabilir.
2. Sürekli En Kötü Senaryoyu Düşünmek
Sakin ve mantıklı yaklaşmak yerine, her zaman en kötüsünü düşünürsün. Bir arkadaşın aramayı unuttuysa, aklına ilk gelen “Artık arkadaşlığımız bitti!” olur. Yoğun bir programı, ölmüş bir pili ya da başka basit bir nedeni düşünemezsin bile. Senin için tek bir son vardır: Terk edilmek.
3. Yakın İlişkilere Aşırı Bağımlılık (Yapışkanlık)
Bu korkunun en belirgin ve en yorucu sonuçlarından biri. İlişkilerini boğacak noktaya kadar yapışkan olmak, sürekli duygusal olarak partnerine, ailene veya arkadaşına yaslanmak. Bu bağımlılık, karşı taraf için artık sevgi göstermekten çok, bir iş haline gelir. Ve ironik bir şekilde, bu durum karşı tarafın da seni terk etme olasılığını artırır.
4. Yıkıcı İlişkide Kalmak
İşte en acı tablo bu. Kendini yeni bir ilişkiye layık görmediğin için, seni mutlu etmeyen, hatta istismar eden bir partnerin yanında kalmaya razı olabilirsin. Mutsuz olmana rağmen ilişkiyi bitirmeyi reddetmen, tamamen terk edilme korkundan kaynaklanır.
5. Terk Edilme Konusunda Paranoya
İlişkinde sıra dışı bir şey olduğunda, hemen partnerinin seni terk edeceğini varsayarsın. Kardeşinle kavga ettiysen, hemen “Benden nefret ediyor olmalı” diye düşünürsün. İnsanların kalacağına güvenmezsin. En ufak bir olumsuz davranışının bile seni dışlanmaya götüreceğine inanırsın. Bana kalırsa bu, tam anlamıyla “kendi kendini yiyip bitirme” hali.
6. Her Ortamda Savunmacı Davranış
Nerede olursan ol, hemen bir koruma duvarı çekersin. Yeni bir restorandaki garsonla da, yeni bir öğretmenle de hemen iletişim kurmakta isteksiz olursun. Bu durum, kariyerinde ilerlemeyi zorlaştırır ve olgun bir yetişkin olarak ihtiyacın olan kişilerarası becerilerini geliştirmeni engeller.
7. Zayıf İletişim Becerileri
Çocuklukta terk edilme yaşayanlar, genellikle sağlıklı iletişimin olmadığı bir ortamda büyürler. Çatışmada ya bağırıp çağırırlar ya da tamamen içine kapanırlar. Duygularını etkili bir şekilde ifade edemezler. Bu da, duygusal ihtiyaçlarını karşılamalarını imkânsız hale getirir.
8. Kendine Zarar Veren Davranışlar
Yapışkanlık ve muhtaçlık bir yana, bazı kişiler daha da uç noktalara gidebilir. Kendine veya başkalarına zarar veren davranışlar sergileyebilirler. Bu, korkunun en ağır tezahürlerinden biridir.
9. Takıntılı Mesajlaşma ve Ghosting Korkusu
Biri hemen cevap vermeyince peş peşe mesajlar atıyor musun? “Her şey yolunda mı?” diye kontrol etmek için değil, aslında sessizliği terk edilmeyle eşitleyen beyninin o korkusunu yatıştırmak için yaparsın bunu. Ama sorun şu ki, bu durum genellikle ters teper. Kaynak: Shanhong Luo, 2024, The impact of text messaging on romantic attachment and anxiety
10. Sosyal Medya İpuçlarını Aşırı Yorumlama
Hikayeyi görmüş ama mesajına cevap vermemiş mi? Başkasının fotoğrafını beğenmiş ama sana bugün yazmamış mı? Terk edilme yarası olan biri için bu minik “reddedilişler” çok ağır gelir, oysa bu davranışlar sandığın anlamı taşımayabilir.
11. “Kendi Kendini Terk Etmek”
Sadece başkalarının seni bırakmasından korkmazsın, sen de sürekli kendini terk edersin. İnsanları yakın tutmak için kendi ihtiyaçlarını görmezden gelir, duygularını susturur ya da nefret ettiğin şeylere bile “evet” dersin. Bu da hâlâ terk edilmedir, sadece içeriye dönmüştür. Benim gördüğüm en zorlu mücadelelerden biri bu.
Terk Edilme Korkusu İlişkilerini Nasıl Zehirler? 🥀
Araştırmalar, terk edilme travması yaşayan bireylerin reddedilmeye ve çatışmaya karşı aşırı duyarlı hale geldiğini, bunun da ilişkilerde duygusal dengesizliğe yol açtığını gösteriyor. Kaynak: Rodrigues da Silva & Kowalska, 2024, Fear of Abandonment as a Mediator of Attachment Trauma and Conflict Sensitivity
1. Dürtüsel İlişki Kararları
Yıllarca kimseyle çıkmayıp, sonra bir anda sürekli ilişki yaşama döngüsüne girebilirsin. Bu, alışılmadık bir durum değil. Sürekli ayrıldığın için bir ilişkiye atlayıp durabilirsin. Bağımlı eğilimlerinin, ilişkinin çöküşüne neden olduğunu fark etmen zaman alabilir.
2. Çelişkili Duygular
Ya o kadar yapışkan olursun ki, partnerini bunaltıp kaçırırsın, ya da o kadar duvar örersin ki, partnerin seninle duygusal bir bağ kuramadığı için gider. Her iki durumda da, kendi yarattığın bir terk edilmeyle karşı karşıya kalırsın.
3. Aşırı Tepki
Terk edilme belirtileri gördüğünde, hemen aşırı bağımlı bir hale bürünür, duygusal ve dramatik tepkiler verirsin. İstediğin olmadığında, korkuların tetiklenir. “Ben yetersizim” düşüncesine kapılır, kendini değersiz hissetmeye başlarsın. Bu durum, partnerin için de çok yıpratıcıdır.
4. Reddedilme Korkusu
Terk edilme korkusu taşıyanlar, reddedilme korkusuyla kendi güvensizliklerini kabul etmeyi reddederler. Bu, sorunlarını çözmeyen, verimsiz bir sistemdir. Kimse senin gerçekte ne düşündüğünü bilmezse, sana kimse yardım edemez. Yardım istemekten kaçınır ve depresif halin, sorunlarını tek başına çözmeni engeller.
5. Utanç ve Suçluluk
Terk edilme korkusu, genellikle “Ben yeterince iyi değilim” inancından beslenir. Kendini, insanları yanında tutmaya yetecek kadar değerli görmezsin. “Bende bir sorun olmalı ki, insanlar gidiyor” diye düşünmek yaygındır. Haksız olsan da, haksız çıksan da utanç ve suçluluk duygularının altında ezilirsin.
6. Kendini Suçlama
Kendin hakkında bu kadar kötü hissettiğin için, hayatında ters giden her şeyden kendini sorumlu tutarsın. Başkalarının doğru ya da yanlış davranıp davranmadığı önemli değildir; sen her şeyin senin hatan olduğunu düşünürsün. “Daha iyi olabilseydim, insanlar kalırdı” inancı, seni sürekli kendi hatalarına odaklanmaya iter.
7. Güvensizlik (Insecurity)
Elbette, insanların yanında kalmaya değecek kadar iyi olmadığını düşünmek, seni inanılmaz derecede güvensiz yapar. Sürekli kendinde bir hata olduğunu düşünür, sürekli negatif düşüncelere kapılırsın. Kendi teninde güvende hissetmek senin için çok zordur.
8. Başkalarını Memnun Etme Çabası (People Pleasing)
Birçok kişi, sırf insanlar onları terk etmesin diye “halkla ilişkiler uzmanı” kesilir. Başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyarlar. Bu, aslında bir tür kendini terk etme eylemidir. “Başkaları beni terk edebiliyorsa, ben de kendimi terk etmeliyim” düşüncesiyle, kendi varlığını önemsemezsin.
9. İntihar Düşünceleri
Aşırı durumlarda, bazı insanlar intihar eğilimli bile olabilirler. Kendilerini o kadar değersiz ve kolayca feda edilebilir hissederler ki, artık yaşamayı hak etmediklerini düşünürler. “Bensiz daha iyi olurlar” inancı, maalesef ki çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu noktada kesinlikle bir uzmana danışılması gerektiğini unutma!
İyileşme Yolculuğu: Terk Edilme Korkusu Nasıl Tedavi Edilir? ✨
Bu korkunun getirdiği o kendine zarar veren davranışlarla mücadele etmenin birçok yolu var. Öncelikle sorunun kökenine inmek ve korkularını kabul etmek zorundasın. Uzun süreli iyileşme için, bağlanma temelli terapi veya travma odaklı Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yöntemler çok etkili bulunmuştur. Kaynak: Levy, K. N., et al., 2006, Attachment and psychotherapy
1. Nedeni Kabul Et
Çocukluğuna dön, kaybettiğin (kasıtlı veya istemsizce) kişileri hatırla. Ve kendine sürekli şunu söyle: “Hiçbiri benim hatam değildi.” Onların gidişi, senin kontrolün dışındaydı. Bunu kabul ettiğinde derin bir nefes alabilirsin, çünkü kimseyi sen göndermedin. Ya gitmek zorundaydılar ya da kalacak kadar güçlü değillerdi.
2. Öz Bakım (Self-Care)
Her zaman yeterince iyi olduğunu bilmelisin. Değerini fark et ve bunu başkalarının onayına bağımlı hale getirme. Onayına ihtiyacın olan tek kişi, sensin. Görünüşünü, yeteneğini, özelliklerini, hayatını sevmeye başla. Önce kendini sev ki, başkalarının seni zaten olduğun gibi sevdiğini fark edebilesin. Bu, adeta kendi kalenin şövalyesi olmak gibi bir şey.
3. Destek ve Kaynaklar
Sana yardım edebilecek kaynakları ve desteği bulmalısın. Zor olacak, evet, ama faydaları, uzun zamandır beslediğin korkulardan çok daha ağır basacak. Seni seven insanlar mücadele ettiğini anlarsa, sana yardım etmekten çekinmeyeceklerdir. Eğer bulamazsan da dert etme. O cesareti gösterip yardım istemen bile, doğru yönde atılmış ilk küçücük adımdır.
4. Terapi
Eğer kendine ve sevdiklerine rağmen bu derin duygusal sorunlarla baş edemiyorsan, mümkünse bir terapiste başvurmalısın. Alanında eğitimli bir profesyonel, çocuklukta yaşadığın tüm olumsuz deneyimleri ortaya çıkarmana yardımcı olacaktır. O duygusal yükleri hafifletip, onlara farklı bir bakış açısıyla bakmanı sağlayacaktır. Kendini sevmek ve hatta sana zarar verenleri affetmek (bu, onlar için değil, senin iyileşmen için bir eylemdir) bu sürecin önemli parçalarıdır.
Eğer bu belirtileri sürekli yaşıyorsan ve ilişkilerine olan etkilerini görüyorsan, bir uzmana danışmaktan çekinme. Unutma, hayatının bir noktasında herkesin yardıma ihtiyacı olur. Sorunlarınla yüzleşmeye ve sağlıklı bir çözüm bulmaya hazır olup olmadığına karar vermek sadece sana kalmış.
Terk Edilme Korkusu Olan Birine Nasıl Yardım Edebilirsin? 🫂
Peki ya bu korkuyu yaşayan sen değil de, sevdiğin biriyse? Onlara nasıl destek olabilirsin, sana ne yapabileceğini anlatayım:
1. Bolca Güven Verin
Unutma, o kişi büyürken ebeveynlerinden pek güvence alamadı. Çok belirsiz bir ortamda yaşadılar, bu da sürekli kendilerini sorgulamalarına neden oldu. Yapabileceğin en önemli şeylerden biri, onlara bolca güvence vermek. Ona iyi bir insan olduğunu ve sevilmeye layık olduğunu söyle. Onu seven ve asla bırakmayacak olan herkesi işaret et. Onlar o resmi göremeyecekleri için, o resmi senin çizmen gerek.
2. Mutluluğunu Nasıl Etkilediğine Odaklanın
Terk edilme korkusu yaşayan birçok kişi, neden böyle davrandığını bilmez. Onlar için bu, “normal” bir davranıştır. Kendilerini analiz etmek için yeterince iç gözlem yapmamışlardır. Bu yüzden, korkularının neler olduğunu ve bu korkuların onların şu anki mutluluğunu ve genel hayatını nasıl etkilediğini nazikçe belirtebilirsin. Gönüllü “koç”ları olmaktan çekinme.
3. Endişeni ve Sevdiğini İfade Et
Unutma ki bu insanlara büyürken yeterince sevgi gösterilmedi. Bu yüzden de sevilmeye layık olmadıklarını düşünüyorlar. Onu sevdiğini ve mutluluğu konusunda çok endişeli olduğunu tekrar tekrar dile getir. Ona sana güvenebileceğini ve onu asla terk etmeyeceğini söyle. Onun hiç sahip olamadığı “yedek” ebeveyni olmaya çalış. Bu, eski yaraların bir kısmını iyileştirmeye yardımcı olacaktır.
4. Konuşmaya Açık Olursa Nelerin Yardımcı Olabileceğini Tartışın
Büyük olasılıkla, bu kişilerin iletişim becerileri çok iyi değil çünkü büyürken sağlıklı bir örnek görmediler. Onları bu sorunları hakkında konuşmaya teşvik et. Duygularını seninle ifade etmenin güvende olduğunu söyle ve bu korkuları çözmek için nelerin yardımcı olabileceğini tartış. Eğer hemen açık değillerse, onlara düşünmeleri için zaman tanı.
5. Sohbet Boyunca Sakin ve Tutarlı Kalın
İletişim becerilerinin zayıf olmasının yanı sıra, duygularını da sağlıklı bir şekilde kontrol etmeyi bilmeyebilirler. Ya öfkeyle patlayabilirler ya da tamamen içine kapanabilirler. Hazırlıklı olmalısın. Terk edilme sorunları hakkında konuşurken olabildiğince sakin ve istikrarlı kal. Onların duygusal durumuna kapılma, çünkü bu ikinize de yardımcı olmaz. Onların kayası olmalı ve onları iyileşmeye doğru yönlendirmelisin.
Terk edilme korkusu, “sıkıntılı” olduğun anlamına gelmez. Bu, sadece güvende hissetmediğin bir dünyada hayatta kalmayı öğrendiğin anlamına gelir. Ve şimdi, korkmadan yaşamayı, bağlanmayı ve sevmeyi öğreniyorsun. Her seferinde küçük bir değişimle, iyileşmek kesinlikle mümkün.
Peki ya senin hikayen ne? Bu korkuyla başa çıkmak için uyguladığın bir yöntem var mı? Yorumlarda buluşalım ve birbirimize destek olalım. Yazıyı faydalı bulduysan, bu duyguları yaşayan bir arkadaşınla paylaşmayı unutma!







