Anksiyeteli kaçıngan İlişki Tuzağı: İtme-Çekme Dinamiği
İlişkin sürekli hız treninde mi? Bir gün çok yakın, ertesi gün çok uzak. Bu anksiyeteli kaçıngan ilişki tuzağından nasıl çıkacağını samimi bir dille öğren.

Merhaba sevgili dostum!
Sana öyle bir konuyla geldim ki, eminim çoğumuzun bir yerinden yakaladığı, hatta bazılarımızın yıllardır içinde debelendiği bir ilişki dinamiği bu: Anksiyeteli-Kaçıngan İlişki Tuzağı. Hani şu meşhur İtme-Çekme (Push-Pull) oyunu var ya, işte onun perde arkasını, neden bu kadar bağımlılık yaptığını ve bu ‘duygusal lunaparktan’ nasıl inebileceğimizi konuşacağız.
Bu yazıyı yazarken ilk aklıma gelen, “Ah be, ne kadar yorucu bir döngü!” oldu. Çünkü bu, sadece kavga etmek değil; bu, ilişkiyi istikrarlı bir istikrarsızlık haline getirmek demek. Gel, bu karmaşık görünen ama aslında kökleri çocukluğumuza dayanan dramayı birlikte masaya yatıralım.
İtme-Çekme Dinamiği: Neden İlişkilerimiz Duygusal Bir Hız Trenine Dönüşüyor?
Şunu söylemeliyim ki, bir ilişki düşün; bir gün yerlere göklere sığdıramadığın, dünyanın en büyük aşkını yaşadığını düşündüğün anlar var. Ertesi gün ise sanki ortada hiçbir şey yokmuş gibi bir buz dağının tepesinde yapayalnız kalıyorsun. İşte buna İtme-Çekme Dinamiği diyoruz. Bu döngüde bir partner yakınlaşmak için çekiyor (pull), tam yakınlaştığınızı hissettiğinde ise diğeri kendini korumak için itiyor (push). Understanding the Push-Pull Dynamic in Relationships
Bu sürekli gelgit hali, güvensizliğin ve kafa karışıklığının anavatanı. Düşünsene, ilişkideki tek garantin, hiçbir şeyin garanti olmaması! Bu durum, klinik olarak Takip Etme-Geri Çekilme Döngüsü olarak adlandırılıyor. Biri sürekli seni yakalamaya çalışan kovalamaca oyuncusu (takipçi), diğeri ise sürekli kaçan (geri çekilen). Bu roller o kadar kemikleşiyor ki, ilişki adeta bir tiyatro oyunu gibi, herkes ne zaman ne yapacağını acı verici bir kesinlikle biliyor. Navigating The Pursue-Withdraw Pattern
Peki, böylesine yorucu bir şeye neden devam ediyoruz? Bana göre bunun altında yatan asıl sebep, içimizdeki o derinlerdeki samimi yakınlıktan duyduğumuz korku ve çocukluktan kalma bağlanma yaraları. İlişkinin tehlikeli derecede ‘normal’ ve ‘güvenli’ olduğu o kritik eşiğe asla ulaşmıyoruz. Çünkü bilinçaltımız bize “Aşkta tam olarak mutlu olmamalısın” diye fısıldıyor. O yüzden bu kaos, aslında bir savunma mekanizması: Hem bağlantı ihtiyacımızı (çekme anları) hem de kendimizi koruma ihtiyacımızı (itme anları) tatmin ediyor. The Miseries of Push-Pull Relationships
Bağlanma Teorisi: Anksiyeteli ve Kaçıngan Tipler Neden Birbirini Bulur?
Bu dinamiğin asıl motoru, hepimizin çocuklukta öğrendiği ve yetişkinlikte ilişkilere taşıdığı Bağlanma Stilleri. Biliyorsun, bebekken bakım verenimizle kurduğumuz ilişki, yetişkinlikteki romantik ilişki haritamızı çiziyor. Temelde dört stil var ama bizim hikayemizin iki ana karakteri var:
İlişkinin İki Zıt Kutbu: Anksiyeteli ve Kaçıngan
İtme-Çekme dinamiğinin neredeyse her zaman arkasındaki sihirli (ve maalesef zehirli) formül, Anksiyeteli (Kaygılı) bir partner ile Kaçıngan (Uzak Duran) bir partnerin birleşimidir. İlişki uzmanları buna Anksiyeteli-Kaçıngan Tuzak adını veriyor. Anxious-Avoidant Cycle: How to Fix It
Anksiyeteli Tipi Düşün:
- Bu kişi sürekli yakınlaşmaya çalışan Takipçi.
- Korkusu: Terk edilmek.
- Davranışı: Aşırı ilgi, yapışkanlık, sürekli onay ve güvence arayışı. Çünkü o kronik endişeyi yatıştırmak istiyor. 4 attachment styles in adult relationships you should know
Kaçıngan Tipi Düşün:
- Bu kişi sürekli mesafe koyan Geri Çekilen.
- Korkusu: Boğulmak, özerkliğini kaybetmek.
- Davranışı: Duygusal olarak kapanmak, hislerini paylaşmaktan kaçınmak, aşırı yakınlaşma olduğunda kaçıp kendi alanına çekilmek. Healing the Anxious-Avoidant Relationship Pattern
Peki ne oluyor? Anksiyeteli olan kovalamaya başlayınca, Kaçıngan olan “İşte beni tuzağa düşürüyorlar!” diye korkup daha da kaçıyor. Kaçınganın kaçması ise Anksiyeteliye “İşte beni terk ediyorlar!” mesajını veriyor ve daha da çok kovalıyor. Bu döngü, maalesef ikisinin de en derin korkularını sürekli onaylayan, tanıdık bir kabus senaryosu. Resmen birbirlerinin acı veren senaryosunu oynamak için bir araya gelmişler.
Anksiyeteli-Kaçıngan Tuzağının Mekaniği: Adım Adım Drama
Bu ilişki, yoğun yakınlık ve ani geri çekilme aşamaları arasında gidip gelen, yıkıcı bir ritüele sahiptir. Gel bu sahne sahne ilerleyen dramaya bir bakalım:
- Yoğun Bağlantı (Çekme): İlk başta her şey şahane. Kaçıngan partner bir süreliğine duvarlarını indirir, yoğun bir ilgi ve şefkat gösterir. Anksiyeteli partnerin “İşte oldu, artık güvendeyim!” diye rahatladığı andır bu.
- Geri Çekilme (İtme): Bu yakınlık süreli olamaz. Kaçıngan partner, “Boğuluyorum!” sinyali alır almaz alarm verir ve kendini korumak için duygusal olarak kapanır, telefonlara bakmaz veya kendini işe güce vurur. Bu, mecazi anlamda bir “push” hareketidir.
- Tırmanan Takip (Karşı-Çekme): Geri çekilme, Anksiyeteli partnerde bir alarm çalar: “Terk ediliyorum!” Panikle, bu mesafeyi hemen kapatmak için baskıyı artırır, sürekli mesaj atar, tartışma talep eder.
- Negatif Döngü ve Sıfırlama: Artan takip, Kaçıngan partnerin daha da geri çekilmesine neden olur. Bu da Anksiyeteli partnerin en büyük korkusunu onaylar ve negatif bir geri bildirim döngüsü oluşur. Sonunda yorgunluktan veya ufak bir uzlaşmayla geçici bir barış olur, ancak asıl sorun konuşulmaz, sadece süngerle silinir. Ve döngü başa döner. Push-Pull Relationship Dynamics: Signs & How to Heal
| Bağlanma Stili | ÇEKME (Takip) Davranışı | İTME (Geri Çekilme) Davranışı |
|---|---|---|
| Anksiyeteli (Takipçi) | Yüksek iletişim dozu, anında tartışma talep etme, aşırı yapışkanlık, duygusal patlamalarla dikkat çekme. | Derin duygusal yorgunluktan sonra mecburi geri çekilme, dışarıdan onay arama (daha az yaygın). |
| Kaçıngan (Geri Çekilen) | Yoğun sevgi bombardımanı (geçici), değişim sözü verme, aralıklı olumlu ilgi. | Duygusal kapanma, fiziksel olarak yalıtma (iş, hobi), mesajları görmezden gelme, derin duygusal açılımdan kaçınma. |
Buradaki can alıcı nokta şu: Kaçıngan partnerin “boğulma” hissi, sadece senin yaptıklarına değil, kendi sürdürülebilir duygusal yakınlık kapasitesinin düşük olmasına tepki. Yani kavga, kimin ne kadar sevdiği değil, kabul edilebilir duygusal yoğunluk seviyesi üzerine bir anlaşmazlık aslında.
Bu Tuzağın Bize Yaptığı Kötülük: Neden Bırakamıyoruz?
Bu sürekli gelgit hali kronik bir strese yol açar ve inanın bana, uzun vadede ruh sağlığımıza ağır hasar verir. Sürekli karışık sinyal almak, kişiyi duygusal olarak felç ediyor. Like a Hurricane: The Emotional Storm of Push-Pull Relationships
Arasındaki En Büyük Sır: Aralıklı Pekiştirme
Bu dinamiğin bunca acıya rağmen neden devam ettiğini anlamak için kumarhanelere bakmalıyız. Evet, yanlış duymadın. Bu döngü, psikolojideki en güçlü koşullandırma mekanizmalarından biri olan Aralıklı Pekiştirme (IR) ile besleniyor. Trauma Bonding: Signs, Stages & Recovery
Kaçıngan partnerin o anlık, öngörülemez bir şekilde verdiği ilgi, şefkat ya da yakınlık (ödül), tıpkı slot makinesinden çıkan jackpot gibi Anksiyeteli partneri oyunda tutuyor. Bu düzensiz ödül, kovalama davranışını inanılmaz derecede güçlendiriyor. Sen de bir sonraki o güzel an için umutla bekliyor ve bu acı verici, tanıdık duyguya bağlanıyorsun. The Process of Healing from a Rollercoaster Relationship (AKA, the Anxious-Avoidant Dance)
Bu döngü, maalesef Travma Bağı (Trauma Bonding) ile de benzeşiyor. Çünkü yoğun yakınlık ve aniden gelen soğukluk, yani negatif ve pozitif pekiştirmenin birbirini takip etmesi, paradoksal bir şekilde yoğun bir bağlanma yaratıyor. İlişkinin zararlı olduğunu biliyorsun ama o kısa süreli pozitif etkileşim, seni umutla tuzağa bağlıyor.
Uzun vadede ne oluyor? Öz saygı erozyona uğruyor. Kendini sürekli sorguluyorsun: “Acaba ben mi sevilmeye layık değilim?” Bu duygusal tükenmişlik hali, sadece bu ilişkiye değil, gelecekteki ilişkilere ve hatta kendi yargılarına olan güvenini de yerle bir ediyor.
Peki, Bu Hız Treninden Nasıl İneceğiz? Terapötik Çıkış Yolları
Bu dinamiği kırmak, gerçekten büyük bir cesaret ve profesyonel destek gerektirir. Ama imkansız değil. Unutma, bu döngü sizden daha büyük, çünkü kökleri çocukluğunuza dayanıyor. The Push Pull Relationship : Blog
İyileşmenin İlk Adımı: Sorumluluk ve Empati
Önce dürüst bir öz eleştiri yapmalısın. Anksiyeteliysen, senin takibinin boğucu geldiğini kabul etmelisin. Kaçıngansan, senin geri çekilmenin bir ceza gibi algılandığını anlamalısın. İkiniz de bu senaryoya katkıda bulunuyorsunuz.
Burada en güçlü araç Empati’dir. Unutma, Kaçıngan partnerin geri çekilmesi, sana duyduğu nefretten değil, korkudan kaynaklanıyor. Anksiyeteli partnerin takibi de aynı şekilde, seni bezdirmek için değil, terk edilme korkusuyla başa çıkmak için bir çığlık. Bu korkuyu anlarsak, kınamayı bırakıp şefkatle yaklaşabiliriz.
En Etkili Yöntem: Duygu Odaklı Terapi (EFT)
Bu tarz dinamikleri yeniden yapılandırmada Duygu Odaklı Terapi (EFT) harikalar yaratır. Çünkü EFT, sorunu sadece iletişim sorunu olarak görmez, duygusal bağın kendisini iyileştirmeye odaklanır. Terapist, sizi birincil, savunmasız duygularınıza (korku, üzüntü) götürerek, savunma mekanizmalarınız (öfke, takip, geri çekilme) yerine gerçek ihtiyaçlarınızı konuşmanızı sağlar. Bu da, duygusal bağı yeniden inşa etmenin en kestirme yoludur. EFT Tango-5 Basic Moves of Emotionally Focused Therapy
Pratik Stratejilerle Rolleri Kırmak
Değişim, konfor alanının dışına çıkmakla başlar:
Anksiyeteli Partner İçin (Takipçi):
- Kendi Kendini Yatıştırmayı Öğren: Kaygı tetiklendiğinde hemen partnerine koşmak yerine, önce kendi duygularını yönetmeyi öğren.
- Geriye Yaslan: Bırak biraz da Kaçıngan partner sana doğru gelsin. Baskıyı azalttığında, otonomi korkusu azalan partner, şaşılacak şekilde yakınlaşmaya başlayacaktır.
Kaçıngan Partner İçin (Geri Çekilen):
- Erken ve Kibarca İletişim Kur: Kendini boğulmuş hissetmeye başladığında aniden kaçmak yerine, “Şu an biraz kendime zaman ayırmam gerekiyor, bir saat sonra sana geri döneceğim” gibi güvenli bir sınır koymayı öğren.
- Yakınlığa Tahammül Et: Yakınlaşmayı bir ‘tehlike’ olarak değil, güvenli bir bağın bir parçası olarak görmeye çalış.
Tüm bunlar, bilinçaltımızdaki “Aşkta tam olarak mutlu olmamalısın” şeklindeki o acı verici senaryonun yerine, yeni bir senaryo yazmakla ilgili. Artık kaosu değil, güvenli bağlılığı hedeflemeliyiz. Bu, güvenli bağımsızlık denen o huzurlu alana geçişin tek yolu. Bu yolculukta sana kolaylıklar diliyorum, unutma, o trene binmek senin seçimin olduğu gibi, inmek de tamamen senin elinde! Push and Pull Relationship Cycle: Effects, Causes & Advice
Peki sen bu ‘İtme-Çekme’ döngüsünü deneyimledin mi? Kendini hangi rolde buluyorsun? Deneyimlerini bizimle paylaş! Yazıyı beğendiysen, bu karmaşık konularla boğuşan bir arkadaşına göndermeyi unutma.







