Çiftler Ne Sıklıkta Tartışır? İstatistikler, Bilim ve Arkasındaki Psikoloji
Çiftlerin tartışması normal mi? Ne sıklıkta tartışılır? İstatistikler, psikoloji ve sağlıklı tartışma yollarını keşfet! İlişkini güçlendir.

Çiftlerin ne sıklıkta tartıştığını merak ediyor, sen ve partnerinin çok mu yoksa az mı tartıştığını düşünüyor musun? İşte istatistiklerin söyledikleri ve neyin normal olduğunu anlamanın yolları.
Hiç bir arkadaşına “Off, dün gece yine tartıştık,” dediğinde, onun “Ciddi mi? Biz hiç tartışmıyoruz,” cevabıyla karşılaştın mı? Sonra bir anda neyin normal olduğunu, çiftlerin aslında ne sıklıkta tartıştığını merak edip kendini odadaki en sorunlu çift gibi hissettin mi? Evet, işte o an.
Hepimiz karşılaştırırız. Instagram’daki o mükemmel anlar ya da en yakın arkadaşının sanki hiç sorun yaşamıyormuş gibi görünen ilişkisi, ister istemez aklına şu soruları getiriyor: Çok mu tartışıyoruz? Bu normal mi? İlişkimiz mi battı?
Hadi dürüst olalım. Gerçek şu ki, çiftlerin tartışması ya da tartışmaması, ilişkinin tüm hikayesini anlatmaz. Peki, ne anlatır? Tartışmanın nasıl geçtiği, neden olduğu ve sonrasında neler yaşandığı.
Gel, rakamlara, psikolojiye ve asıl önemli olan şeylere bir bakalım.
Neden çiftlerin tartışma sıklığına bu kadar takılıyoruz?
Tartışma, sanki ilişkinin sağlığını ölçen bir termometre gibi gelir. Hiç tartışmayan bir çift? Onlar kusursuz olmalı. Sürekli tartışan bir çift? Tam bir kaos, değil mi?
Hiç de öyle değil.
Çiftlerin tartışma sıklığı, duygusal bir ölçüt gibi hissettiriyor çünkü sayılabilir bir şey. Tartışmaları sayabilir, kıyaslayabilirsin. Ama şunu unutma: İlişkiler matematik problemi değil. Karmakarışık, duygusal ve her biri kendine özgü.
Karşılaştırmak tamamen normal olsa da, bu biraz birinin ne kadar ağladığına bakıp ruh sağlığını değerlendirmeye benziyor. Önemli olan neden tartıştığınız, tartışmanın ne kadar yoğun olduğu ve sonrasında nasıl toparladığınız.
Peki… Çiftler Gerçekten Ne Sıklıkta Tartışır? [İstatistiklerle]
Hadi en merak edilen kısma gelelim: rakamlar.
ABD’de ciddi ilişkileri olan yetişkinler arasında yapılan bir YouGov anketine göre:
%30’u haftada en az bir kez tartışıyor
%28’i ayda birkaç kez tartışıyor
%32’si yılda birkaç kez tartışıyor
Sadece %3’ü hiç tartışmadığını söylüyor
Kaynak: YouGov Anketi, 2022
Aynı anket, çiftlerin en çok neler hakkında tartıştığını da gösterdi:
Ses tonu/tavır – %39
Para – %36
Cinsellik – %28
Ev işleri – %27
Hayat kararları – %23
Bu rakamlar sadece sayılar değil, duygusal tetikleyicilerimizin neler olduğunu gösteren birer pencere. En büyük mesele ne para ne de cinsellik, ses tonuymuş. Bir şey söylerken kullandığın o küçük ton farkı, ya bir bıçak gibi batıyor ya da sıcacık bir kucaklama gibi hissettiriyor. Konudan çok, o duygusal dalga önemli.
Eğer sen ve partnerin bir şeyin nasıl söylendiği yüzünden sık sık tartışıyorsanız, tebrikler, tamamen normalsiniz.
Ve rakamların göstermediği en önemli şey şu: Her tartışma aynı hissettirmez.
Çünkü ilişkideyken, sanki herkes her şey yolunda gibi görünürken, sen bu hafta üçüncü kez çamaşır yüzünden tartışıyorsun gibi hissedersin.
Ama gerçekte? Çoğu çift tartışıyor. Hem de sık sık. Bazıları diğerlerinden daha fazla.
Ve tekrar, rakamların göstermediği en önemli şey: Her tartışma aynı hissettirmez.
Bazı çiftler için ayda bir tartışma, günlerce süren duygusal yaralar bırakabilir. Diğerleri için haftada birkaç ateşli tartışma, sadece duygusal bağlarını canlı tutmanın bir yolu.
Mesele tartışmaları saymak değil, duygusal sonuçlarını tartmak. Kendini güvende hissediyor musun? Dinlendiğini hissediyor musun? Tartışmadan sonra daha mı güçlüsünüz, yoksa kırgınlıklar mı birikiyor?
Eğer bu yazıyı kötü bir tartışmadan sonra okuyorsan ya da üç gün tartışmasız geçemediğinizi düşünüp yalnız hissediyorsan, derin bir nefes al.
Yalnız değilsin. İlişki uzmanları ve terapistler her şeyi gördü, tek bir formül yok. En önemlisi, iki tarafın da saygı gördüğünü, duygusal olarak bağlı olduğunu ve gerilimi çözmek için istekli olduğunu hissetmesi.
Çünkü sonuçta, sağlıklı bir ilişkiyi belirleyen şey, tartışmaların sayısı değil, o tartışmalardan sağ çıkan bağın kalitesidir.
Çok mu Az mı Tartışıyorsun, Böyle Bir Şey Var mı?
Dürüst olalım, çoğumuz her gün bağrış çağrış bir aşk hikayesi istemiyoruz. Ama bomboş bir sessizlik de aramıyoruz. Aradığımız şey bağ kurmak. Ve bazen bu bağ, anlaşmazlıkları da içeriyor.
Peki, neyin çok, neyin az olduğunu nasıl anlarsın?
Bazı çiftler tartışır ve 20 dakika sonra sarmaş dolaş olur, bazıları ise hafta sonu planları uymadı diye günlerce küs kalır.
Bir çift için büyük bir patlama gibi gelen şey, başka bir çift için sıradan bir salı günü olabilir. Yani yine, mesele sıklık değil, o sıklığın ilişkinize neler yaptığı.
Hadi bunu sakin sakin, net bir şekilde inceleyelim.
Çok tartışıyor olabilirsiniz, eğer:
1. Her anlaşmazlık konuşma gibi değilde bir savaş gibi hissettiriyorsa.
Eğer tartışmalarınız sürekli bağrışlara, hakaretlere ya da duygusal kapanmalara dönüşüyorsa, bu tutku değil, duygusal kontrolsüzlük olabilir.
2. Aynı konuları dönüp dolaşıp çözmeden tartışıyorsanız.
Psikologlar buna “aynı konuları dönüp dolaşıp tartışma” diyor; aynı bulaşık makinesi muhabbeti ya da kıskançlık patlamaları, asıl sebebi çözmeden tekrar tekrar gündeme geliyor.
3. Sürekli tetikte, bir sonraki patlamayı bekliyorsanız.
Bir ilişkide yumurta kabukları üzerinde yürür gibi hissetmek aşk değil, gizli bir kaygıdır.
4. Biriniz hep ‘kazanır’, diğeriniz geri çekilir.
Sağlıklı tartışmalarda kazanan ya da kaybeden olmaz, karşılıklı anlayış olur. Eğer biriniz sürekli duygusal olarak geri çekiliyorsa, bu bir kopukluk sinyali.
5. Bağ kurmaktan çok hasar kontrolü yapıyorsanız.
Eğer enerjinizin çoğu hasar kontrolüne gidiyorsa ve neşe, güven, kahkaha inşa etmeye yetmiyorsa, ilişkinin dinamiklerini gözden geçirme zamanı gelmiş olabilir.
Yeterince tartışmıyor olabilirsiniz, eğer:
1. Seni rahatsız eden bir şeyi asla dile getirmiyorsan.
Belki kendine “Bu çok önemli değil” ya da “Değmez” diyorsun, ama duyguları bastırmak patlamaya hazır bir saatli bomba gibi. Bu, kırgınlık ve duygusal uzaklığa yol açar.
2. İlişkin huzurlu… ama biraz da tatsız tuzsuz.
Tartışma her zaman kötü değildir. Hatta çoğu zaman büyümeyi işaret eder. Eğer tamamen kaçınıyorsanız, ilişkinizde duygusal derinlik ve sahicilik eksik olabilir.
3. Ortamı germekten korkuyorsan.
Eğer sessizliğin sebebi yargılanma, öfke ya da terk edilme korkusuysa, bu huzur değil, kendi kendini terk etmektir.
4. Partnerin aklından neler geçtiğini gerçekten bilmiyorsa.
Çatışmadan kaçınmak için her şeyi içinde tutuyorsan, ilişkin dışarıdan güzel görünebilir ama içeride yalnız hissettirebilir.
5. Nezaketi yakınlık sanıyorsan.
Her zaman uyumlu olmak, derin bir bağ kurduğunuz anlamına gelmez; belki sadece ikiniz de gerçek olmaya çalışmayı bırakmışsınızdır.
Her çift farklı şekilde tartışır. Amaç, çatışmayı tamamen ortadan kaldırmak değil, çatışmalarınızın özeni yansıtmasını sağlamak, kaosu değil.
Mesele Ne Sıklıkta, Nasıl Tartıştığınızda
Sık sık tartışmak mutlaka bir tehlike işareti değildir, ama kötü tartışmak olabilir.
Asıl önemli olan, bu tartışmaların nasıl yönetildiği. Duygusal bombalarla mı dolu, yoksa rahatsız edici ama sonunda yapıcı mı? Yakınlaşmayla mı bitiyor, yoksa sessizlik ve gerilimle mi?
İşte burada psikoloji devreye giriyor ve altın değerinde bilgiler sunuyor: iletişim tarzları, duygusal bağlantı girişimleri ve tamir çabaları.
İlk olarak, duygusal bağlantı girişimleri (yani küçük sevgi sinyalleri)
Dr. John Gottman, duygusal bağlantı girişimlerini, bağ kurmak için attığımız küçük adımlar olarak tanımlar; mesela “Şu videoya bak,” ya da “Bugün çok yoruldum,” demek gibi. Partnerinin bu girişimlere nasıl yanıt verdiği çok önemli. Ya sana döner (ilgiyle yanıt verir), ya uzaklaşır (yok sayar) ya da karşı çıkar (olumsuz yanıt verir).
Birbirine düzenli olarak dönen çiftler, küçük anlarda bile güven ve yakınlık inşa eder. Bu, zor konuşmaları bile savaş alanından çok bir sohbet gibi hissettirir.
Kaynak: Gottman, J.M., & Silver, N. (1999). Evliliği Yürütmenin Yedi İlkesi.
Sonra: Tamir çabaları (tartışma ortasında duygusal can simidi)
Tamir çabaları, çatışma sırasında uzattığın küçük zeytin dallarıdır; bir espri yapmak, elini tutmak ya da “Dur, sana saldırmaya çalışmıyorum,” demek gibi.
Gottman’ın araştırmalarına göre, bir çiftin uzun vadeli başarısını tahmin eden şey, tartışıp tartışmamaları değil, tamir çabaları yapıp yapmadıkları ve bunlara nasıl yanıt verdikleridir. Bu çabalar, duygusal güvenliği işaret eder ve ilişkinin egodan daha önemli olduğunu gösterir.
Kaynak: Gottman, J. & Gottman, J. (2015). Etkili Çift Terapisi için 10 İlke.
Ve iletişim tarzlarını unutma
Kaçınmacı mısın? Savunmacı mı? Suçlayıcı mı? Pasif-agresif mi? Varsayılan çatışma tarzının farkına varmak çok güçlü bir adımdır.
En sağlıklı çiftler, genellikle onaylayıcı bir tarz kullanır; yani birbirlerinin duygularını, anlaşamasalar bile kabul ederler.
“Abartıyorsun,” demek yerine, “Bunun seni ne kadar üzdüğünü görüyorum,” demeyi dene. Bu tür küçük değişiklikler, ilişkide ne kadar güvende ve anlaşılmış hissettiğini büyük ölçüde değiştirir.
Sonuçta, uzun ömürlü çiftler daha az tartışanlar değil, empati, niyet ve açık bir kalple nasıl tartışacağını bilenlerdir.
Birlikte Gelişiyorsanız, Her Şey Yolunda
Gerçek şu: Sağlıklı bir ilişkiyi belirleyen “mükemmel” bir tartışma sayısı yok. Haftada iki kez de tartışabilirsiniz, birkaç ayda bir de; önemli olan, bu tartışmaların sana nasıl hissettirdiği ve sizi birbirinize daha da yakınlaştırması.
Tartışmak başarısızlık değil. Bu, baskı altında iletişim kurmaktır. Ve bazen bu gerekli. Eğer ikiniz de orada, çaba gösteriyor, dinliyor, özür diliyor ve öğreniyorsanız, sandığından daha iyisiniz.
Yani, akşam yemeği planlarından hayallerinizdeki tatile kadar her şeyi tartışan bir çift de olsanız, sadece vergi sezonu geldiğinde anlaşamayan bir çift de, eğer işin özünde sevgi, güven ve büyüme varsa, doğru yoldasınız.
Amacın çatışmasız bir ilişki değil, dürüst, kalpten ve bolca zarafetle dolu gerçek bir ilişki olması.
Öyleyse, çiftlerin ne sıklıkta tartıştığına ya da sizlerin ne kadar tartıştığına çok takılma. Ne kadar önemsediğinize odaklan. Çünkü iki insan gerçekten birlikteyse, en zor konuşmalar bile güzel bir şeye yol açabilir.
Sen ve partnerin ne sıklıkta tartışıyorsunuz? Yorumlarda paylaş, fikrini merak ediyorum! Yazıyı beğendiysen arkadaşlarınla paylaşmayı unutma.







