Pixel 10 AI Özellikleri: Google Bu Sefer Gerçekten “Akıllı” Telefon Yapmış!
Google Pixel 10 AI özellikleri ile akıllı telefon kavramını baştan yazıyor! Aklını okuyan asistan Magic Cue, kendi sesinle çeviri ve dahası bu yazıda.

Selam teknoloji kurdu! Son birkaç yıldır “Yapay Zekâlı Telefon” lafını o kadar çok duyduk ki, artık biraz bayat gelmeye başlamıştı, değil mi? Her marka birkaç tane “sihirli” özellik ekleyip “İşte geleceğin telefonu!” diye sahneye çıkıyordu. Ama dürüst olalım, çoğu zaman bu özellikler ya yarım yamalak çalışıyor ya da birkaç gün sonra unutup gittiğimiz süslü püslü şeyler oluyordu.
İşte bu yüzden Google Pixel 10 serisini ilk duyduğumda biraz şüpheyle yaklaştım. “Hadi canım, yine mi aynı hikâye?” dedim kendi kendime. Ama sana bir şey söyleyeyim mi? Bu sefer durum farklı. Gerçekten farklı. Google, sadece telefona yapay zekâ eklemekle kalmamış, telefonu baştan sona yapay zekânın kendisi olarak tasarlamış. Bu bir telefon güncellemesi değil, resmen akıllı telefon konseptine atılmış bir “reset”. Gelin, bu yeni canavarın kaputunun altına birlikte bakalım ve Google’ın bu işi nasıl başardığını görelim.
Her Şeyin Başladığı Yer: O Ufacık Ama Kudretli Tensor G5 Çipi
Bir telefonun ne kadar “akıllı” olabileceğini belirleyen şey, içindeki beyindir. Pixel 10’un beyni ise baştan aşağı yenilenen Tensor G5 çipi. Google, önceki Tensor çiplerinde can sıkan ısınma ve pil verimliliği sorunlarını duymuş olacak ki, bu sefer işi şansa bırakmamış ve sektörün devi TSMC ile el sıkışmış. Hani “işi ehline bırak” derler ya, tam olarak o hesap!
Peki bu TSMC’ye geçiş ne anlama geliyor? Basitçe söylemek gerekirse, telefon artık daha az ısınıp daha çok iş yapabiliyor. Google’ın verilerine göre Tensor G5, bir önceki nesle göre %34 daha hızlı bir CPU’ya ve asıl bomba, %60 daha güçlü bir TPU’ya (yani Yapay Zekâ birimi) sahip. Bu rakamlar sana sıkıcı gelebilir, ama tercümesi şu: Yapay zekâ gerektiren o havalı özellikler artık 2.6 kat daha hızlı çalışıyor ve bunu yaparken pili sömürmüyor. Yani, telefonun bütün gün boyunca senin için düşünen bir asistana dönüşüyor ve akşama doğru “şarjım bitiyor” diye ağlamıyor. Kaynak: 5 reasons why Google Tensor G5 is a game-changer for Pixel
Peki Bu Çipin İçinde Başka Neler Var?
Google, işlemci yarışında en yüksek hız rekorunu kırmaya çalışmıyor. Bunun yerine, “Benim için önemli olan neyse, ona yatırım yaparım” diyor. Mesela, Pixel’in efsanevi kameralarını beslemek için tamamen kendi özel Görüntü Sinyal İşlemcisi’ni (ISP) tasarlamış. Yani fotoğraf ve videoların işlenmesi üzerinde tam kontrol sahibi. Bu da o meşhur “Pixel büyüsünü” yaratıyor.
Leaked Geekbench skorlarına bakılırsa, tek çekirdekte %20, çoklu çekirdekte ise tam %65’lik bir performans artışı var. Bu, özellikle birden fazla uygulamayla uğraşırken veya o karmaşık yapay zekâ özellikleri çalışırken telefonun tereyağından kıl çeker gibi akıcı çalışacağı anlamına geliyor. İşte karşılaştırmalı tablosu:
| Özellik | Tensor G4 (Pixel 9 Serisi) | Tensor G5 (Pixel 10 Serisi) |
|---|---|---|
| Üretim Teknolojisi | Samsung 4nm (4LPP+) | TSMC 3nm (N3E) |
| Üretici | Samsung Foundry | TSMC |
| CPU Çekirdekleri | 1x Cortex-X4, 3x Cortex-A720, 4x Cortex-A520 (Tahmini) | 1x Cortex-X4, 5x Cortex-A725, 2x Cortex-A520 |
| GPU | Arm Mali-G715 | Imagination Technologies DXT-48-1536 |
| TPU/NPU | Google Edge TPU (Önceki Nesil) | Yeni Google Edge TPU (%60 daha güçlü) |
| ISP | Samsung Modifiyeli ISP | Tamamen Özel Google ISP |
| Geekbench 6 (Tek Çekirdek) | ~1,897 | ~2,276 |
| Geekbench 6 (Çoklu Çekirdek) | ~3,721 | ~6,173 |
| AnTuTu (Sızıntı) | N/A | ~1,140,286 |
Kaynak: Google Tensor G5: Everything We Know So Far
Tanıştırayım: Telefonun İçindeki Küçük Dâhi, Gemini Nano
Donanım tek başına bir hiçtir. İşte o güçlü Tensor G5 çipini anlamlı kılan şey, içinde çalışan Gemini Nano v3. Bu, Google’ın en gelişmiş yapay zekâ modelinin doğrudan telefonunda, internete ihtiyaç duymadan çalışan versiyonu. Bu ne demek? Gizlilik ve hız demek! Kişisel verilerin (mesajların, e-postaların, takvimin) buluta gönderilmiyor, her şey o çipin içinde, senin telefonunda kalıyor. Bu, adeta kişisel bilgilerinin kilitli bir kasada olması gibi hissettiriyor.
Bu küçük dâhinin performansı sayesinde Voice Translate gibi anlık çeviriler veya bir sonraki başlıkta anlatacağım Magic Cue gibi özellikler göz açıp kapayıncaya kadar çalışıyor. Kaynak: The latest Gemini Nano with on-device…
Asistanın Evrim Geçirmiş Hali: Magic Cue ile Tanış!
Google Asistan’ı hepimiz biliyoruz. Ona bir şeyler sorarız, o da cevap verir. Peki ya sana sormadan, tam ihtiyacın olduğu anda sana yardım etseydi? İşte Magic Cue tam olarak bu! Bu, bildiğin asistanların çok ötesinde, adeta düşüncelerini okuyan proaktif bir yardımcı.
Düşünsene, bir arkadaşın “Akşamki yemeğin adresi neydi?” diye mesaj atıyor. Normalde ne yaparsın? Mesajlardan çıkar, e-postalarını açar, rezervasyon mailini bulur, adresi kopyalayıp geri dönersin. Uğraştırıcı, değil mi? Magic Cue ise sen daha parmağını kıpırdatmadan o maildeki adresi bulup mesajlaşma ekranında “Şunu gönder” diye önüne getiriyor. Tek bir tıkla işin bitiyor! Kaynak: Google Pixel 10: 9 new AI features and updates
Ya da bir hava yolu şirketini aradın diyelim. Magic Cue, kimi aradığını anlıyor ve o an ekrana uçuş bilgilerini getiriyor. Artık “Bir saniye, PNR kodumu bulmaya çalışıyorum…” diye telefonda ecel terleri dökmeye son! Bu özellik, uygulamalar arasında kaybolma derdini ortadan kaldıran, hayatı gerçekten kolaylaştıran bir devrim. Google’ın yıllardır vaat ettiği “gerçekten akıllı asistan” sonunda ete kemiğe bürünmüş gibi görünüyor. Kaynak: Google brings live translation for phone calls and tons more AI to Pixel 10 series
Pixel 10’un Kamerası: Fotoğrafçılığın Sınırları Yeniden Çiziliyor
Pixel telefonlarının kameraları her zaman efsane olmuştur. Ama Pixel 10 ile Google, bu işi başka bir boyuta taşıyor. Artık yapay zekâ sadece mevcut fotoğrafı güzelleştirmekle kalmıyor, adeta gerçekliği yeniden yaratıyor.
Pro Res Zoom: Gördüğünden Fazlasını Çekmek
Pixel 10 Pro ve Pro XL modellerine özel bu özellik, kelimenin tam anlamıyla akıl almaz. Telefonun 5x optik zoom’u var, ama Pro Res Zoom ile 100x’e kadar yakınlaşabiliyorsun. İyi de nasıl? Bu, bildiğin dijital zoom gibi görüntüyü büyütüp bulanıklaştırmıyor. Bunun yerine, yapay zekâ o düşük çözünürlüklü görüntüye bakıp “Burada normalde şu detaylar olmalıydı” diyerek eksik pikselleri kendisi üretiyor. Yani fotoğrafı “tamamlıyor”.
Bu teknoloji, uzaktaki bir binanın yazılarını okumak gibi işlerde inanılmaz sonuçlar veriyor. Ama tabii, yapay zekânın hayal gücü bazen fazla coşabiliyor ve kedinin tüyü gibi karmaşık detaylarda garip şeyler yaratabiliyor. Google da bunun farkında olacak ki, bu özelliği insan yüzlerinde çalışmayacak şekilde ayarlamış. Ayrıca, bir ilke imza atarak çektiğin fotoğraflara C2PA Content Credentials adında bir “dijital kimlik” ekliyor. Bu kimlik, fotoğrafın ne zaman çekildiğini ve üzerinde hangi yapay zekâ hilelerinin kullanıldığını şifreli bir şekilde kaydediyor. Yani Google, hem sihir yapıyor hem de sihrin sırrını bir etiketle üzerine yapıştırarak şeffaf davranıyor. Helal olsun! Kaynak: The Pixel 10 Pro’s 100x zoom is Google’s most controversial use of AI yet
Camera Coach: İçindeki Fotoğrafçıyı Keşfet
En iyi kameraya sahip olmak, en iyi fotoğrafları çekeceğin anlamına gelmez. İşte Camera Coach burada devreye giriyor. Bu özellik, sen fotoğrafı çekmeden önce vizördeki sahneyi analiz ediyor ve sana bir profesyonel gibi tüyolar veriyor. “Biraz eğil de daha karizmatik bir açı yakala” veya “Şu kompozisyonu denesene” gibi önerilerle seni yönlendiriyor. Kısacası, telefonun sana özel fotoğrafçılık kursu veriyor. Kaynak: Camera Coach is the best Google Pixel 10 AI feature I can’t wait to try
Otomatik Mükemmellik: Best Take ve Sohbetle Düzenleme
Grup fotoğraflarının kâbusunu bilirsin: Biri gözünü kapamıştır, diğeri esniyordur… Auto Best Take bu sorunu tarihe gömüyor. Kamera, grup fotoğrafı çektiğini anladığı an saniyeler içinde onlarca kare çekiyor ve herkesin en iyi çıktığı ifadeleri tek bir mükemmel fotoğrafta birleştiriyor. Artık “3’e kadar sayıyorum, herkes gülsün!” diye bağırmana gerek kalmadı. Kaynak: Everything Google announced at ‘Made by Google’ event
Bir de Google Fotoğraflar’a gelen “Sohbetle Düzenleme” var. Artık karmaşık ayar menülerinde kaybolmak yerine, “Penceredeki yansımayı sil” veya “Fotoğrafı biraz aydınlat ve gökyüzüne bulut ekle” gibi komutlar yazarak veya söyleyerek fotoğrafını düzenleyebiliyorsun. Fotoğraf düzenlemek hiç bu kadar kolay olmamıştı! Kaynak: Google Photos introduces conversational AI editing: Here’s how it will work
İletişim Kurallarını Baştan Yazan Yapay Zekâ
Pixel 10, sadece fotoğraf çekme şeklimizi değil, konuşma şeklimizi de değiştiriyor. Dil bariyerlerini ortadan kaldıran özellikler, bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi.
Voice Translate: Kendi Sesinle Yabancı Dil Konuş!
Bu özellik beni en çok heyecanlandıranlardan biri. Telefonda konuşurken anlık çeviri yapan uygulamalar vardı, ama Voice Translate bambaşka bir şey yapıyor. Çeviriyi, robotik bir sesle değil, doğrudan senin kendi ses tonunla ve vurgularınla yapıyor! Düşünsene, Almanya’daki bir oteli arıyorsun, Türkçe konuşuyorsun ama karşıdaki kişi senin cümleni, senin sesinle, akıcı bir Almanca olarak duyuyor. Bu, insanlar arasındaki o yapay makine hissini ortadan kaldırıp inanılmaz doğal bir iletişim kurmanı sağlıyor. Resmen teknolojik bir “Babil Balığı”! Kaynak: I Tried the Pixel 10 Series and Google’s New AI Tricks Feel Like Magic
Call Notes: Telefon Görüşmelerinin Özeti Bir Tık Uzağında
Önemli bir iş görüşmesi yaptın ve not almayı unuttun mu? Hiç sorun değil. “Call Notes” özelliği, telefon görüşmelerini otomatik olarak özetliyor, önemli noktaları ve alınması gereken aksiyonları (tarih, saat, görev gibi) senin için listeliyor. Görüşme bittikten sonra bu özete bakıp tek tıkla takvimine bir etkinlik veya hatırlatıcı ekleyebiliyorsun. Sana özel bir sekreter gibi çalışıyor.
Ama işte burada Google’ın o can sıkan huyunu bir kez daha görüyoruz: Bu harika özelliklerin birçoğu, en azından şimdilik, sadece ABD’deki kullanıcılara özel. Umarım Google, bu bölgesel kısıtlamaları bir an önce kaldırır da biz de bu nimetlerden faydalanabiliriz. Çünkü bu özellikler gerçekten oyunun kurallarını değiştiriyor. Kaynak: Use Call Notes in Phone app
Peki Rakipler Ne Yapıyor? Pixel 10 Nerede Duruyor?
Piyasada yapay zekâ savaşı kızışmış durumda. Herkesin kendine has bir stratejisi var.
- Samsung’un Galaxy S25’i: Samsung, telefonu “her işi gören bir İsviçre çakısı” gibi konumlandırıyor. Yazı yazmaktan çizim yapmaya kadar bir sürü pratik üretkenlik aracı sunuyor. Geniş bir özellik yelpazesi var ama Google gibi tek bir “proaktif zekâ” vizyonuna odaklanmıyor.
- Apple’ın iPhone 17’si: Apple, her zamanki gibi “gizlilik” kalesinin arkasında duruyor. Yapay zekâ özelliklerini daha çok cihaz içinde çalışan, güvenli ve kullanıcı odaklı geliştirmeler olarak sunuyor. Daha temkinli bir yaklaşımları var ve bazılarına göre bu yarışta biraz geriden geliyorlar.
- Google’ın Pixel 10’u: Google ise en cesur vizyona sahip. Kendi çipi, kendi yazılımı ve kendi yapay zekâ modelleriyle, tepeden tırnağa entegre, seni anlayan ve senden önce harekete geçen bir “kâhin telefon” yaratmaya çalışıyor. Magic Cue gibi özellikler, bu vizyonun en net kanıtı.
Kısacası, Samsung sana bir alet çantası sunuyor, Apple güvenli bir bahçe vaat ediyor, Google ise geleceğe açılan bir kapı aralıyor.
Sonuç Olarak…
Google Pixel 10, lafın gelişi değil, gerçekten de bir “AI Phone”. Google’ın yıllardır hayalini kurduğu vizyonun ete kemiğe bürünmüş hali. TSMC üretimi Tensor G5 çipiyle donanım sorunlarını aşmış ve Gemini Nano ile yazılımın potansiyelini sonuna kadar ortaya çıkarmış.
Magic Cue gibi özellikler telefon kullanma alışkanlıklarımızı temelden değiştirebilir. Pro Res Zoom gibi yenilikler ise fotoğrafçılığın sınırlarını zorluyor. Elbette, bazı özelliklerin sadece ABD’de çalışması gibi can sıkıcı durumlar var. Ama genel resme baktığımızda, Google’ın akıllı telefon pazarında sadece bir oyuncu değil, oyun kurucu olmak istediğini net bir şekilde görüyoruz.
Peki sen ne düşünüyorsun? Pixel 10’un bu “her şeyi öngören” yapay zekâsı seni heyecanlandırıyor mu, yoksa biraz ürkütüyor mu? Yorumlarda buluşalım!
Peki senin bu teknolojiye ilk tepkin ne oldu? Pixel 10’un yapay zekâsı sence de bir devrim mi? Düşüncelerini yorumlarda paylaş, bu fütüristik sohbeti kaçırmayalım! Yazıyı beğendiysen bir arkadaşına göndermeyi de unutma 😉







