Aromantik Spektrum Nedir? 60+ İşaret ve Tüyolar

Rom-com’lardan, aşık olmalardan falan garip bir şekilde “eh işte” mi hissediyorsun? Belki de aromantik spektrumun bir yerindesin! Hadi, bu meseleyi birlikte çözelim.

Eğer arkadaşların Netflix’te bir rom-com (romantik komedi) izlerken başrol çiftin kimyasına bayılıp iç çekerken, sen “Hadi canım, bir öpücük için havalimanında niye koşsun ki insan?” diye düşünüyorsan, bu seni soğuk ya da hissiz yapmaz. Belki sadece aromantik olabilirsin, ya da aromantik spektrumun bir yerinde geziniyorsundur.

Arospec (aromantik spektrumun kısaltması) insanlar genellikle romantik çekim hissetmez ya da çok az hisseder. Ama bu işin tek bir kalıbı yok, işte bu yüzden bu spektrum çok güzel ve renkli!

Aromantik spektrum tam olarak nedir?

Aromantik olmak, çoğu insanın hissettiği gibi romantik çekim yaşamamak demek. Ama “aromantik” sadece sabit bir kimlik değil, romantizme nasıl yaklaştığınla ilgili geniş, harika bir spektrum.

Romantik yönelimi, cinsel yönelimden ayrı düşün. Cinsel yönelim kime cinsel olarak çekildiğinle ilgiliyken (eğer çekiliyorsan), romantik yönelim kime romantik olarak çekildiğinle alakalı (eğer çekiliyorsan).

Aromantik spektrumda insanlar şunları yaşayabilir:

Yaygın arospec kimlikler

Gri-romantik: Nadiren romantik çekim hissedersin, hissettiğinde de bu genelde hafif ya da duruma bağlı olur.

Demiromantik: Ancak derin bir duygusal bağ kurduktan sonra romantik çekim hissedersin.

Cupioromantik: Romantik çekim hissetmesen de romantik bir ilişki arzusu duyarsın.

Frayromantik: Yabancılara romantik çekim hissedersin, ama yaklaştıkça bu his kaybolur.

Quoiromantik: Platonik ve romantik çekim arasındaki farkı anlayamaz veya bu kavram sana uymaz gibi hissedersin.

Lithromantik (ya da akoiromantik): Romantik çekim hissedebilirsin, ama bu his karşı taraf da hissedince sönüp gider.

Bu kimliklerin her biri, insanların hissettiklerini ya da hissetmediklerini tarif etmek için ortaya çıkmış. Etiketler sadece birer araç, seni bir kutuya sıkıştırmak için değil!

Bu spektrum ne bir trend ne de geçici bir faz. İnsan çeşitliliğinin gerçek ve tanınmış bir parçası. Araştırmalar da bunu doğruluyor.

Kaynak: “Aseksüel ve Aromantik Spektrum Kimlikleri”, Archives of Sexual Behavior, Brotto et al., 2021

Neden önemli? Toplum romantizmi nasıl sinsice dayatıyor

Çoğu insan, romantizmin neden yetişkinliğin kutsal kasesi gibi göründüğünü sorgulamıyor bile.

Masallardan arkadaş muhabbetlerine kadar her yerde, romantik aşkın hayatı anlamlı kılan şey olduğu fikri pompalanıyor. Buna amatonormativite deniyor, bu terimi filozof Elizabeth Brake ortaya atmış.

Amatonormativite, herkesin romantik ilişki peşinde olması gerektiği ve bu ilişkilerin arkadaşlıklar, seçilmiş aile ya da yalnızlıktan daha değerli olduğu inancı.

Eğer arospec’sen, bu senaryo seni kırık, geride kalmış ya da “hayatın başlamamış” gibi hissettirebilir, çünkü “ruh eşinin” peşinde koşmuyorsun.

Bunu şurada görürsün:

– Üniversitede, yurt arkadaşlarının sürekli seni birileriyle tanıştırmaya çalışması

– Aile buluşmalarında, “Eee, sevgilin var mı?” muhabbeti

– Filmlerde, şarkılarda, dizilerde her şeyin birinin kalbini kazanmakla ilgili olması

Ama şunu unutma: Romantik aşk, dolu, mutlu ve anlamlı bir hayat yaşamanın tek yolu değil. Bunu fark ettiğinde, sanki çocukluğundan beri tuttuğun nefesini bırakmış gibi hissedersin.

Kaynak: Brake, E. (2012). Minimizing Marriage: Marriage, Morality, and the Law.

Aromantik spektrumda olabileceğine dair 22 işaret

Ortaokuldan beri her romantik hikâyeye kaşlarını kaldırıyor, “gerçek bir crush” yaşamadığını mı düşünüyorsun?

Belki de flört dünyasında kendini yersiz hissediyorsun ya da “aromantik” terimiyle yeni tanışıp “Dur bakalım, bu ben miyim?” dedin.

Her maddeyi işaretlemek zorunda değilsin, ama birkaç tanesi sana tanıdık, hatta “vay be!” dedirtecek kadar yakın geliyorsa, okumaya devam et.

Bu, belki de aradığın dil olabilir!

1. Aşka düşmek? O ne ki?

Herkes aşktan kaçınılmaz, büyülü bir şeymiş gibi bahseder. Ama senin için bu, hiç deneyimlemediğin bir efsane gibi. Birini çok sevebilir, yanında olmak isteyebilirsin, hatta hayranlık duyabilirsin, ama o “kalp çarpıntılı” his? Yok. Sanki herkes bir şakada, ama sen gülmüyorsun.

2. Kişisel bir romantik ama gerçek hayatta asla!

Kitaplarda ya da dizilerdeki aşk hikâyelerine bayılıyorsun (Bridgerton’ı bir gecede bitirdin, itiraf et), ama biri sana gerçek hayatta romantik bir fantezi yaşatmaya kalksa? Anında garip ve zorlama geliyor. Sanki TV’de lunapark trenini izlemeyi sevmek gibi, ama binmek istememek gibi.

3. Romantik ilgi seni baskı altında ya da iğrenmiş gibi hissettiriyor

İltifat almak ya da beğenilmek ilk başta hoşuna gidebilir, ama sonra bu bir yük gibi gelir. Romantik beklentiler, sanki imzanız olmayan bir sözleşmeye zorluyor gibi hissettirir. Tatlı jestler bile, altında duygusal bir beklenti varsa boğucu gelebilir.

4. İlişkilerin oldu, ama hep bir şeyler eksik gibiydi

Belki biriyle çıktın, çünkü bu “doğal” bir adımdı. Onu sevdin, iyi anlaştın, hatta çok önemsedin. Ama içinde hep bir şeylerin eksik olduğunu hissettin. O “romantik coşku”yu bekledin, ama gelmedi.

5. Dostluğun flört sanılıyor

Sıcak, neşeli, insanlarla bağ kurmayı seversin, ama toplum bunu “flörtöz enerji” diye okuyor. Biri sana aşık olduğunu ima edince, “Dur, sadece meme paylaştık, niye mum ışığında yemek?” diye şaşırıyorsun.

6. Queerplatonic ilişkilerde en iyi halindesin

Yakınlık, bağlılık, ortak bir hayat istersin, ama romantik değil. Queerplatonic ilişkiler (QPR) sana ev gibi gelir: dostluk/romantizm ikiliğine sığmayan derin bir bağ. Bu, bir teselli ödülü değil, asıl olay!

7. Flört kültürü sana hitap etmiyor

Romantik naber muhabbetleri, “o biri”ni anlatan profiller, içki içip ruh eşi mülakatı yapmak? Nope. Sanki kurallarını bilmediğin ve oynamak istemediğin bir oyundasın.

8. “Çok bağımsız ya da soğuk” deniyor

Aşk peşinde koşmadığın için duygusal olarak “ulaşılmaz” sanılıyorsun. Ama sen biliyorsun, başkalarıyla derin bağların var, sadece gül yapraklarıyla konuşmuyorlar. Kalpsiz değilisin; kalbin sadece aşk şiirleri yazmıyor.

9. Sevdiklerini delicesine seversin, ama romantik değil

Bir arkadaşın için şehirler aşar, zor zamanlarda el tutarsın, hatta köpek sahiplenirsin. Ama onlara “âşık olmak” sana yabancı. Senin sadakatin ve sevgin gerçek, sadece çikolata kutusuyla gelmiyor.

10. Romantik bir şey hissetmeye çalıştın… ama olmadı

Belki meraktan, umutla ya da “normal” olmak için aşık olmayı denedin. Ama duygular gelmedi. Bu eksiklik değil, sadece sen bu değilsin. Bunu fark etmek hayal kırıklığı değil, rahatlama gibiydi.

11. Filmlerde arkadaşlık hikâyelerine daha çok bağlanıyorsun

Sam ve Frodo’nun dostluğu ya da ekip ruhu seni büyüler, ama büyük romantik itiraflara sıra gelince? Telefonunu eline alırsın ya da ileri sararsın.

12. Bazen kırık ya da dışlanmış hissediyorsun

Etrafındaki herkes aşka takmış, sen ise başka bir film izliyormuş gibisin. Aşk hikâyelerini sevmiyorsun, ama sanki senin hikâyen onlardan biri değil. Bu yalnızlık hissettirebilir.

13. Sevgililer Günü seni yoruyor

Romantiklik karşıtı değilsin, ama bu abartıyı anlamıyorsun. Güller ve yüzükler yerine, dostluk yıldönümlerinin de kutlanması gerektiğini düşünüyorsun.

14. “Aşık olmak zorunda mıyım?” diye Google’a sordun

Evet, bu soruyu bir kereden fazla arattın. “Herkes gibi hissetmiyorum, bende mi sorun var?” hissi. Gayet normal. Ve hayır, sende sorun yok.

15. Fiziksel teması seversin, ama romantik bağlamda değil

Sarılmalar, film izlerken kanka omzuna yaslanmalar, hepsi harika. Ama iş romantik bir havaya binerse anında rahatsızlık. Yakınlık evet, romantizm hayır.

16. Toplumun platonik aşkı daha çok övmesini diliyorsun

Romantik ilişkiler tüm alkışı alırken, ömürlük dostluklar yan görev gibi muamele görüyor. Sen biliyorsun ki, en derin sevgilerden bazıları kelebekler değil, yanında olmakla ilgili.

17. Belki bir iki kez crush’ın oldu

Ama emin değildin. Çekim miydi? Merak mı? Hayranlık mı? Her neyse, o “yemek yiyeme, uyuyama” hissi değildi.

18. Hayat arkadaşını seviyorsun, ama romantik değil

Biriyle yaşlanmak, market listesi paylaşmak, şakalar yapmak istersin, belki bir köpek ya da çocuk büyütmek. Ama romantik bir yapıda değil. Bağı istiyorsun, etiketi değil.

19. Rom-com’lar sana hitap etmiyor

Romantik başroller sana uzak. Hikâyeler mantıklı gelmiyor. Hep bir kitabevi açıp dost kalmalarını umuyorsun.

20. Aşkı sürekli yeniden tanımlıyorsun

Senin için aşk kalp gözlü emoji değil. Güven, kahkaha, sadakat ve bağlantıyı kendi tarzında tanımlama özgürlüğü.

21. Romantik dinamikler dışında daha çok kendinsin

Romantizm baskısı olmadığında parlıyorsun. Daha eğlenceli, daha özgür, daha sağlam. Bu kaçmak değil, kendini gerçek anlamda ifade etmek.

22. Etiketsiz derin yoldaşlıklarda mutluluk buluyorsun

“Biz” fikri, romantizm baskısı olmadan daha samimi. En iyi arkadaşınla, seçilmiş ailenle ya da kendi tasarladığın küçük bir toplulukla hayat kurmak seni mutlu ediyor.

Arospec’ler için hayat tüyoları

Aromantik spektrumda olduğunu fark ettin, e şimdi ne yapacaksın?

Bayrağını gururla sallasan da, hâlâ nerede durduğunu çözmeye çalışsan da, romantizme kafayı takmış bir dünyada arospec olarak gezinmek, herkesin bildiği bir şarkıyla dans etmeye çalışmak gibi. Ama merak etme, kendi koreografini yapabilirsin!

Burada pratik, duygusal olarak akıllı yollarla arospec bir insan olarak parlamanın sırları var.

1. Kendi ilişki haritanı çiz

O klasik romantik senaryoya (flört et, âşık ol, birlikte yaşa, evlen) uymak zorunda değilsin. Kendi hikâyeni yaz.

En iyi arkadaşınla mı yaşamak istiyorsun? Bir ev arkadaşıyla çocuk mu büyüteceksin? Bir grup queer yaşlıyla oyun mu oynayacaksın? Hepsi geçerli!

2. QPR rüya takımını kur

Queerplatonic ilişkiler (QPR), romantik olmayan derin, bağlılıklı ilişkiler. Birlikte yaşamak, çocuk büyütmek ya da sadece birbirinizin “o kişi”si olmak olabilir.

En yakınlarına bu bağları öönemsediğini ve hayatını bunun üzerine kurmak istediğini söyle.

3. “Bu benim tarzım değil” demeyi öğren

Kimseye romantik çekim borçlu değilsin, suçluluk hiç değil.

Biri ilgi gösterirse, “Bağlantımızı çok değerli buluyorum, ama ilişkileri farklı yaşıyorum” deyip geçebilirsin.

4. Flört edeceksen net ol

Flört etmek hoşuna gidiyorsa ya da denemek istiyorsan, baştan açık ol.

“Bilgin olsun, aromantiğim, yani bağlantıları klasik olmayan bir şekilde yaşıyorum. Şunu arıyorum: [tarif et].” Doğru insanlar dürüstlüğünü takdir edecek.

5. Dilini bul ve kullan

Arospec topluluğunun romantik, platonik, estetik, duygusal çekim gibi farklı türleri tarif eden zengin bir kelime dağarcığı var.

Bunarı anlamak, ihtiyaçlarını başkalarına ve kendine daha iyi anlatmana yardımcı olur.

6. Amatonormativiteyi fark et

Reality şovlardan aile yemeklerine kadar romantik önyargı her yerde. Onu gör, adını koy.

Bu, “Ben tuhafım” düşüncesini “Bu sistem benim için tasarlanmadı”ya çevirir.

7. Dostluklarını kutla

Platonic yıldönümleri planla. Uyumlu bileklikler yap. “Seçilmiş aile” partileri düzenle. Öpüşme yerine sadakati ve sevgiyi kutlamayı normalleştir.

8. Aro topluluğuyla bağ kur

Yalnız değilsin! Reddit’te r/aromantik, AUREA (Aromantik Spektrum Birliği) ya da “Sounds Fake But Okay” gibi podcast’lerle kendini bul. Onlar seni anlıyor.

9. Terapi dostun, ama doğru olanını bul

Kimlik, ilişkiler ya da sınırlarla mücadele ediyorsan terapi yardımcı olabilir, ama arospec kimlikleri bilen bir terapist bul. “Aromantik spektrum deneyimlerine aşina mısınız?” diye sormaktan çekinme.

10. Neşeye yer aç

Neşe sadece romantizmin tekelinde değil! Arkadaşlarla mutfakta dans etmek, sabaha kadar kitap okumak, yeni hobiler öğrenmek, yalnız gezmek… Seni dolduran hayatı yaşa.

Arospec olarak kendini açmak

Aromantik spektrumu olduğunu itiraf etmek özgürleştirici olabilir, ama çoğu insan “aromantik” kelimesini bile bilmediği için biraz çetrefilli de olabilir.

İşte bunu zarif, kendinden emin ve belki biraz da mizahi bir şekilde nasıl yapacağın!

1. Güvendiğin insanlarla başla

Kimliğini kimseyle paylaşmak zorunda değilsin. Önce sınırlarına saygı duyan, seni dinleyen yakın arkadaşların ya da seçilmiş ailenle başla. Önemli olan senin rahatlığın.

2. Basit tutabilirsin

“Hey, bilgin olsun, sanırım aromantiğim. Yani romantik çekimi çoğu insan gibi hissetmiyorum.” Bu kadar. PowerPoint sunumu yapmana gerek yok, tabii yapmak istemiyorsan!

3. Metaforlar ya da örnekler kullan

Yeni kavramları karşılaştırmalarla anlatmak işe yarar. Mesela: “Bazıları yemek yediği halde açlık hissetmez ya, benimki de öyle. İnsanlarla derin bağ kuruyorum, ama romantik değil.”

4. Kafa karışıklığına hazır ol, kötü niyete değil

Çoğu insan öfkelenmez, sadece şaşırır ya da merak eder. Bu merak, garip sorular ya da samimi bir ilgiyle gelebilir. Ne kadar yanıt vermek istediğine sen karar ver.

AUREA’nın sitesine ya da basit bir makaleye yönlendirmek, bütün yükü senin üstünden alır.

5. Geçersizleştirmeye nazikçe (ya da esprili) dur de

“Henüz doğru insanı bulmamşısındır” lafını duymak sinir bozucu olabilir. Ama tartışmaya girmek zorunda değilsin.

“Kendimi gayet iyi tanıyorum ve böyle mutluyum” yeter de artar. Mizahiysen, “Doğru insan varsa, o da benim gibi Netflix maratonlarına ve duygusal bağımsızlığa bayılıyordur” diyebilirsin.

6. Online da sayılır

Kendini açmak dramatik bir yüz yüze konuşma olmak zorunda değil. Tumblr’da bir yazı, Instagram’da bir hikâye, Discord’da bir giriş ya da grup sohbetinde komik bir meme… Hepsi geçerli. Sana en rahat geleni seç.

7. Hazır değilsen açılma

Kimliğin sana ait. Eğer yaşadığın yerde ya da evde açılmak sorun çıkaracaksa, bunu kendine saklaman tamamen normal.

Kimliğini özel olarak, online ya da güvendiğin insanlarla keşfedebilirsin. Kimsenin iznine ihtiyacın yok.

Aromantik spektrumda mental sağlık

Romantizmi göklere çıkaran bir dünyada aromantik olmak, bazen ruhuna yük bindirebilir. Medyada görünmez olmaktan, ilişkilerinin yanlış anlaşılmasına kadar, arospec’ler kendine has duygusal zorluklarla karşılaşabilir.

1. Azınlık stresi gerçek

Psikologlar buna “azınlık stresi” diyor: toplumun damgası ve görünmezliği yüzünden marjinal grupların yaşadığı kronik stres. Aromantik insanlar için bu, sürekli yanlış anlaşılmak, sorgulanmak ya da tamamen yok sayılmaktan gelir. Bu sadece can sıkıcı değil, yorucu.

Kaynak: Meyer, I.H. (2003). Prejudice, social stress, and mental health in lesbian, gay, and bisexual populations

2. Kırık değilsin, sadece farklısın

Etrafındaki herkes crush’lara, çiftlere ve “o birini” bulmaya takılmışken, sen kendini eksik hissedebilirsin. Ama farklı olmak, defektif olmak değil. Sağ el dünyasında solak olmak gibi, daha az yaygın, ama tamamen doğal.

3. Yalnızlık sinsice gelebilir

Toplum bize romantik ilişkileri duygusal yakınlığın ana kaynağı olarak öğretiyor. Bu yüzden, arospec’ler bazen sevgi dolu bir hayatta bile kendilerini izole hissedebilir.

“Partner istemiyorum, bende mi sorun var?” sorusu mu soruyorsun. Hayır, yok. Ama bu soruya yer açmak lazım, utanmak değil.

4. Onaylanmak önemli

Bazen sadece “Bu tamamen geçerli” lafını duymak, iç dünyanı değiştirebilir. Seni düzeltmeye ya da değiştirmeye çalışmayan insanlara yer aç. Aro yaratıcıları takip et, forumlara katıl ya da kendi gerçeklerini yazmaya başla.

5. Onaylayıcı mental sağlık desteği ara

Her terapist arospec deneyimleri konusunda uzman değil, henüz. Ama iyileri açık fikirli ve öğrenmeye heveslidir.

Psychology Today gibi rehberlerden LGBTQ+ etiketini kullanarak terapistleri filtrele ve arospec konularına aşinalıklarını sormaktan çekinme.

6. Zor günlerde kendine nazik ol

Kendini sürekli açıklamaktan yorulman normal. Ya da romantik dönüm noktalarının kutlandığı bir dünyaya imrenmen.

Hissettiklerini yaşa, sonra da unutma: başkaları seni anlamasa bile, sen tamamsın.

Efsanelere bakalım: Aromantik yanlış anlamalar

“Evet ama herkes aşk ister” lafını duydun, değil mi? Aromantik insanlar hakkında bir sürü tuhaf fikir var.

Hadi bu mitleri çözelim ve onlara nazikçe veda edelim.

1. Efsane: Aromantik insanlar sevemez

Gerçek: Aromantik insanlar deli gibi sever! Arkadaşlarını, evcil hayvanlarını, kardeşlerini, topluluklarını, tutkularını kalpleriyle severler. Romantik sevgi, aşkın tanımı değil, sadece bir türü.

2. Efsane: Aromantik = Aseksüel

Gerçek: Bunlar iki ayrı yönelim. Aromantik romantik çekimle, aseksüellik cinsel çekimle ilgili.

Bazı kişiler her ikisi (aroace), ama kimse aromantik biseksüel, aromantik heteroseksüel ya da aromantik panseksüel olabilir. Yönelimin nasıl olursa olsun geçerli.

3. Efsane: Sadece incinmekten korkuyorsun

Gerçek: Romantik ilişkilerden kaçınmak korku değil, özgünlük. Arospec insanlar genelde kalp kırıklığı yüzünden değil, gerçekten farklı hissettikleri için romantizmi yaşamıyor. Bu travma değil, gerçek.

4. Efsane: Doğru insanı henüz bulmadın

Gerçek: Bir vejetaryene “Doğru hamburgeri bulmamışsın” demek gibi. Mesele doğru insan değil, çekim deneyiminin tamamen farklı olması.

5. Efsane: Aromantik insanlar bağlanamaz

Gerçek: En bağlı insanlardan bazıları aromantik. QPR’lar, ömürlük dostluklar, seçilmiş aileler… Bunlar niyetle, varsayılan senaryolarla değil, sevgiyle inşa edilir.

6. Efsane: Aromantik insanlar soğuk ya da hissiz

Gerçek: Duygular? Var. Empati? Var. Paddington 2’nin sonunda ağlama? Çift var! Aromantik insanlar derin hisseder, sadece romantik jestlerle ifade etmez.

7. Efsane: Aromantik insanlar yalnız

Gerçek: Yalnızlık, bağ eksikliğiyle ilgili, romantizmle değil. Bir sürü arospec insan, onları anlayan insanlarla çevrili, capcanlı bir sosyal hayat yaşıyor. Mesele yalnızlık değil, anlaşılmak.

8. Efsane: Aromantik olmak eksikliktir

Gerçek: Tam tersine, aromantik olmak tatminini yeniden inşa etme kapısı. Başkasının idealını kovalamak yerine, arospec’ler kendi bağlarını, hedeflerini ve neşesini yaratıyor.

Arospec’lere nasıl destek olunur?

Romantik takıntılı biri olsan da olmasan da, arospec birine destek olmak dinlemekle ve fark etmeden yaptığımız alışkanlıkları sorgulamakla başlar.

1. İlişkiler hakkında varsayımda bulunma

Herkesin romantik bir partner istediğini ya da onsuz eksik olduğunu düşünme. Onun için hangi ilişkilerin önemli olduğunu sor. Belki en iyi arkadaş, bir QPR ya da yaratıcı bir proje onları ateşliyor.

2. Kimliklerini onayla, yeni olsa bile

Queer teorisi doktorası yapmana gerek yok. “Sana inanıyorum” ya da “Bana güvendiğin için teşekkürler” demek yeter. “Emin misin?” ya da “Belki değişir” gibi şeyler söyleme.

3. Sınırlarına saygı duy

Romantik jestlerden ya da flört muhabbetlerinden hoşlanmadıklarını söylüyorlarsa, inan. Onları romantik alana itmeye ya da “neleri kaçırdıklarını” söylemeye çalışma.

4. Dili öğren

QPR, amatonormativite, gri-romantik gibi terimlere göz at. Sözlüğü ezberle demiyoruz, ama öğrenmeye çalıştığını göstermek bile yeter.

5. Dönüm noktalarını kutla

Platonik yıldönümlerini, kanka tatillerini ya da birlikte yaşamayı, romantik nişan ya da düğün gibi destekle. Onların neşesi de aynı coşkuyu hak ediyor.

6. Onları sohbetin merkezine koy

Aşk, flört ya da hayat hedeflerinden bahsederken, romantizme odaklanmayan örnekler de kullan.

“Partner istiyorum” yerine “Hayatımı paylaşacak biri istiyorum, romantik ya da değil” demek büyük fark yaratır.

7. Seslerini yükselt

Aro yaratıcıları paylaş, aromantik aktivistleri takip et, aromantik karakterlerin olduğu hikâyeleri öner. Görünürlük önemli, ve bu mikrofonu paylaşmakla başlar.

8. Açık ve meraklı kal

Her spektrum gibi, aromantiklik de tek tip değil. Nüanslara, değişimlere ve karmaşıklığa açık ol. En iyi destekçiler mükemmel değil, orada olanlar.

Son söz: Eksik değil, kendi haritanı çiziyorsun!

Aromantik olmak, kırık, sevgisiz ya da yalnızlığa mahkum olduğun anlamına gelmez. İnsanlarla, yakınlıkla ve bağlarla kendi muhteşem tarzında ilişki kuruyorsun.

Romantik aşkı yücelten bir dünyada, varsayılan yolu seçmemek en özgün ve cesur kararlardan biri.

En iyi arkadaşınla sıcacık bir ev kurmak, yalnız dünyayı gezmek, bitkiler ya da evcil hayvanlarla seçilmiş ailenle büyümek ya da kendi alanında takılmak olsun, senin aşk versiyonun geçerli.

Sen başkasının aşk hikâyesinde bir yan karakter değilsin. Kendi benzersiz, muhteşem hikâyenin başrolüsün.

Ve işte bomba: Eksik değil, yanlış değilsin. Sadece seni tam hissettiren bir hayat inşa ediyorsun. Bu da fazlasıyla yeterli!

Sen geride değilsin. Kendi zaman çizgindesin. Aromantik spektrum, sevginin yokluğu değil, aşkın ne olabileceğinin radikal bir yeniden tanımlanması. Bunu kucaklamak mı? İşte bu çok güçlü bir şey!